tag:blogger.com,1999:blog-87788211495673412072024-03-17T20:01:49.536-07:00Çocuk ve Sağlık Hakkında BilgileraDminhttp://www.blogger.com/profile/04856037648279061108noreply@blogger.comBlogger30125tag:blogger.com,1999:blog-8778821149567341207.post-4487103267726815602024-03-01T05:25:00.000-08:002024-03-01T05:25:43.460-08:00Çocuklarda D Vitamini Eksikliği<p> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEihINzdP1PTzunaTeIe1gSmqxahk2xqJRzhEIqflQMJt_iswLm8g6WZN_XEuU_STZ3J8kaglsRLElF7U3gE_SwQEU8dTPPuXPXuaqRfbCNqkhwSQi6_DHgltkicst8ELRtMa3r6OPzgrFX75Ao2bplgYItVEn3Eny6d0Lr60Ct5-ACEzb1fyf2qBSMT5PLG/s1300/D%20vitamin.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="600" data-original-width="1300" height="148" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEihINzdP1PTzunaTeIe1gSmqxahk2xqJRzhEIqflQMJt_iswLm8g6WZN_XEuU_STZ3J8kaglsRLElF7U3gE_SwQEU8dTPPuXPXuaqRfbCNqkhwSQi6_DHgltkicst8ELRtMa3r6OPzgrFX75Ao2bplgYItVEn3Eny6d0Lr60Ct5-ACEzb1fyf2qBSMT5PLG/s320/D%20vitamin.jpg" width="320" /></a></div><div>D vitamininin azı hastalıklara sebep olduğu gibi fazlası da zararlı olduğunu ifade eden Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Mesut Arslan, D vitamini en fazla somon, uskumru, sardalye gibi yağlı balıklarda, karaciğer ve yumurta sarısında, maydanoz, brokoli, süt ve süt ürünlerinde bulunduğunu söyledi.</div><div><br /></div><div>Vitaminler, büyüme, gelişme ve bağışıklık sisteminin düzenlenmesi için oldukça önemli olduğunu ifade eden Medicana Bursa Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Mesut Arslan, "Özellikle çocuklar için çok gerekli olan vitaminlerin başında D vitamini geliyor. Çocuklarda D vitamini eksikliği, kemik yoğunluğunu olumsuz etkileyerek raşitizm gibi hastalıklara yol açabiliyor. Çocuklarda D vitamini eksikliği, büyüme ve gelişmede gerilemeye sebebiyet verebiliyor. D vitaminini genellikle güneş ışınları sayesinde doğal bir şekilde karşılayabiliriz. Bunun için en temel kaynaklardan biri olan güneş, her zaman yeterli olmayabilir. Ancak tükettiğimiz besinler de D vitamini açısından oldukça önemlidir. D vitamininin azı hastalıklara sebep olduğu gibi fazlası da zararlı. D vitamini en fazla somon, uskumru, sardalye gibi yağlı balıklarda, karaciğer ve yumurta sarısında, maydanoz, brokoli, süt ve süt ürünlerinde bulunmaktadır. D vitamininin başlıca kaynağı, ciltte güneş ışınlarının etkisiyle aktifleşen D3 formudur. Normal şartlar altında insan vücudunda bulunan D vitaminin yüzde 90 ile 95'i güneş ışınlarının etkisi ile deride sentez edilir" dedi.</div><div><br /></div><div>Besinlerle alınan D vitamininin büyük bir önemi olmadığını belirten Arslan, "D vitamini eksikliği, vücudun tüm sistemlerini etkilemekte ve pek çok hastalığa davetiye çıkarmaktadır. Günümüzün hayat şartları, kapalı ortamlarda çalışmak, açık havada az zaman geçirmek, yetersiz beslenme D vitamini eksikliğini artırmaktadır. D vitamini eksikliği, her yaş grubunu etkileyen ve önemli sağlık sorunlarının ortaya çıkmasına sebep olan bir etkendir. D vitamini eksikliği belirtileri, sık enfeksiyon geçirme, ishal, saçlı deride pullanma, cilt yaralarının geç iyileşmesi, diş çürümesi, yorgunluk, halsizlik, baş ağrısı, kemik ağrısı, davranış bozuklukları, mafsallarda şişme, gözaltı morlukları, aşırı terleme, kilo vermekte güçlük çekme ve sürekli üşüme diğer yaygın belirtilerdir. D vitamini eksikliği kişilerde, kanser, kronik yorgunluk, diyabet, hipertansiyon, depresyon, romatizma ve kalp hastalıkları gibi rahatsızlıklara yol açabilir" diye konuştu.</div><p></p>aDminhttp://www.blogger.com/profile/04856037648279061108noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8778821149567341207.post-11790792152059713272024-03-01T05:23:00.000-08:002024-03-01T05:23:17.599-08:00Uzmanlardan Uyarı Dikkat İnfluenza<p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiaQorWZYaQARSqM_FgfOHVaLsZIS6ZWoTbzao_mPme-wPEfZbISbbVEVuL1S7NQC8Mg42yJV2cfV8n_NzZM6k6zUnabKEym_gCoDPuGO5TFr2uudTnfwAkCGgnEAEi6LrzPHvgKEvjOZZI8leQRFlLIbr6VT8uySmxMEJjPNtSgBi4zYqmJAwf6s3bV5X3/s900/influenza.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="524" data-original-width="900" height="186" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiaQorWZYaQARSqM_FgfOHVaLsZIS6ZWoTbzao_mPme-wPEfZbISbbVEVuL1S7NQC8Mg42yJV2cfV8n_NzZM6k6zUnabKEym_gCoDPuGO5TFr2uudTnfwAkCGgnEAEi6LrzPHvgKEvjOZZI8leQRFlLIbr6VT8uySmxMEJjPNtSgBi4zYqmJAwf6s3bV5X3/s320/influenza.jpg" width="320" /></a></div><br /> İnfluenza(Grip) A ve B tipi olarak 2 farklı grupta görülmektedir. Bunların salgın zamanları ise değişmektedir. Kış döneminde özellikle A tipi görülürken bahar başlangıcında B tipini görmeye başlarız. Şuanda hastaneye başvuran hastalarının yaklaşık yüzde 20-30'unda influenza tespit ettiklerini belirten Çakmak Erdem Hastanesi'nde Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Bekir Muhsin Arpaözü, "Ama bu oran zannediyorum ki önümüzdeki birkaç hafta içinde artacaktır. 'B' patlaması yaşayacağız. Hasta sayımız normalinden kat kat fazla olacaktır. Bu yüzden ailelerin böyle olmadan bu konuda uyanık olup önlem alması oldukça önemli" açıklamasını yaptı.<p></p><p>"Bol su içilip istirahat edilirse kas hasarı iyileşir"</p><p>İnfluenzanın kendini öksürük, yüksek ateş, kusma, genel durumda bozukluk olması gibi belirtilerle gösterdiğini söyleyen Uzm. Dr. Arpaözü şunları söyledi:</p><p>"Çocukların çoğu influenzayı ayakta atlatır. Bazı çocuklarda ise çok ağır seyredebilir. Buna bağlı zatürreler görülebilir. Bazen beslenme bozuklukları nedeniyle serum tedavisi alması için yatırdığımız hastalar da olur. Aileler influenza dönemlerinde sıklıkla korku içinde 'çocuğum yürüyemiyor' diyerek bizlere başvurur. En sık bacak ağrıları olur. Uyluk ve baldırdaki kaslar tutulur. İnfluenza bu kaslarda yoğun şekilde iltihaplanma yapar. Çocukların kaslarında harabiyete sebep olur. Çoğunlukla iyi seyirlidir. Bu durum 1-5 gün içinde atlatılabilir. Ailelerin bu konuda dikkat etmesi gereken şey çocukların bol sıvı almasıdır. Kas hasarı olduğunda ortaya çıkan zehirli maddeler, kandan böbrek yoluyla atılır. Bu çok fazla olursa böbreklerde tıkanmaya sebep olur. Bu tıkanmanın olmaması için istirahat yani kasları kullanmaması ve bol sıvı alması çok önemlidir."</p><p>"Böbrekleri hasar görmemesi için hastanede sıvı tedavisi veriyoruz"</p><p>Tedavi yöntemlerini anlatan Uzm. Dr. Arpaözü, "Hastaya ağrı kesici ve ateş düşürücü veriyoruz. Gerekli çocuklarda böbrekleri hasar görmemesi için hastanede sıvı tedavisi veriyoruz. Bazen influenzaya bağlı beslenme bozuklukları da olabilir. Çocuklarda da yatarak serum tedavisi uyguluyoruz. Böbrek hasarı olmaması için olabildiğince erken dönemde çocuğun böyle bir hastalığı olduğunu tespit edip o yönde tedavisinin başlanması lazım. Böbrek hasarı gördüğümüz çocuklar genellikle doktora geç başvuranlardan çıkıyor" açıklaması yaptı.</p><p>"Lütfen çocuğunuzu ıhlamur ve bitki çayı ile tedavi etmeye çalışmayın"</p>aDminhttp://www.blogger.com/profile/04856037648279061108noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8778821149567341207.post-57709117713852156152023-09-24T04:03:00.001-07:002023-09-24T04:03:50.714-07:00Cocuklarda Alt Islatma Sorunu<p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhE1M_iAYQIgXuzRllqsTo4zVQZj4P7trnt-egApryXJ50_gW9eMPhvPwt5n6xKgn0W3OvE3IkXfmue0C8mjerQeEcJuElqpSdD8Gu6AJ2c5JdDHJO3_qYgRlmcYs9YH6rUpt9nmqwAT4epSt5P9e73nS2mAxgbX6uHriYHwcUkZ-3OpGHBQYKI7pozNsHh/s2592/234.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1728" data-original-width="2592" height="213" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhE1M_iAYQIgXuzRllqsTo4zVQZj4P7trnt-egApryXJ50_gW9eMPhvPwt5n6xKgn0W3OvE3IkXfmue0C8mjerQeEcJuElqpSdD8Gu6AJ2c5JdDHJO3_qYgRlmcYs9YH6rUpt9nmqwAT4epSt5P9e73nS2mAxgbX6uHriYHwcUkZ-3OpGHBQYKI7pozNsHh/s320/234.jpg" width="320" /></a></div><br /> “Çocukların yüzde 15’i altını ıslatabilir”<p></p><p>Tedavi gerektiren durumların organik bir nedenle ilişkili olduğunu aktardı, 5 yaş altı çocuklarda tedavi uygulanmaması gerektiğini belirtti. OFM Antalya Hastanesi Üroloji Uzmanı Op. Dr. Olcay Köse; “Beş yaşını bitirmiş bir çocuğun gece uykusunda idrar kaçırması durumuna gece altını ıslatma denir. Bu yaşa kadar çocukların sinirsel olgunluğunun tamamlanmadığı göz önüne alınmalıdır. Beş yaşındaki çocukların yüzde 15'i gece altını ıslatabilir. Bu oran 10 yaşında yüzde 7'ye, 12 yaşında yüzde 3'e ve 15 yaşından sonra yüzde 1'e düşer. Primer Enürezis Nokturna, çocuğun hiçbir zaman gece idrar kontrolünü kazanamamasını ifade ederken, Sekonder Enürezis Nokturna, çocuğun 5 yaşını bitirdikten sonra en az 6 ay boyunca kuru dönem yaşadığını belirtir” diye konuştu.<br /><br /></p><p><b>Tedavi soruna göre şekilleniyor"</b></p><p>Gece alt ıslatma konusu hakkında yapılan birçok araştırma olduğunu belirten Dr. Köse, hastalığın tanısına ilişkin, "Genetik faktörler, uyku sorunları, organik nedenler (işeme bozuklukları, idrar kanalı darlıkları, idrar yolu enfeksiyonları, anatomik bozukluklar), hormonal sorunlar gibi çeşitli etkenler neden olabilir, ancak vakaların yüzde 97'sinde organik bir neden bulunmamaktadır. Enürezis Nokturna tanısını koymak için ilk adım, gece altını ıslatmanın yanı sıra çocuğun gündüzleri de idrar kaçırması, idrar yaparken zorlanma, ağrı hissi, kabızlık gibi şikâyetlerin olup olmadığını sorgulamaktır. Hasta öyküsü, muayene ve tetkiklerle altta yatan nedenleri belirleyip tedaviyi şekillendiriyoruz” ifadelerini kullandı.</p>aDminhttp://www.blogger.com/profile/04856037648279061108noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8778821149567341207.post-53978062287757463542023-09-24T04:01:00.001-07:002023-09-24T04:01:16.113-07:00Cocuklarda Öfke Sorunu ve Çözümü<p> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhsdfJ8QAzNf7CdB26A6lnYEeDdA_p2dyolPriRYHIjjp3EestLX3MRSg1-0kLCdQJuyZga1-ITMP_UaDmJlDdp65ZkVFyK2uaOijnX0z688DNbSlOj7WR4tjvV9UpidKV9V5WIzgp-ky-3y7kHnXJ_P2z3GNditFRLh9RPasjQdmbzbyPZufJ5GuwoYQP5/s1200/11.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="500" data-original-width="1200" height="159" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhsdfJ8QAzNf7CdB26A6lnYEeDdA_p2dyolPriRYHIjjp3EestLX3MRSg1-0kLCdQJuyZga1-ITMP_UaDmJlDdp65ZkVFyK2uaOijnX0z688DNbSlOj7WR4tjvV9UpidKV9V5WIzgp-ky-3y7kHnXJ_P2z3GNditFRLh9RPasjQdmbzbyPZufJ5GuwoYQP5/w320-h159/11.jpg" width="320" /></a></div> <br />Cocuklarda öfke sorunu karşısında nasıl bir yol izlenmeli, cocuklarda sık rastlanan bu sinir hastalığı karşısında çocuklarda tedavi yöntemş neler olmalı neler yapmalıyım.<p></p><p>Öfkeli, gergin bir ebeveynin çocuğunun da öfkeli olması kaçınılmazdır. Çocukluk döneminde yaşanan kayıp, ayrılık, ölüm vb. durumlar da öfkeyi tetikler. Öfkesinin nedenini araştırdıktan sonra eğer öfkeye yol açan etmenler konusunda elimizden bir şey geliyorsa uğraşmamız gerekir. Örnek olarak çocuğumuzun öfkesini bizim davranışlarımız tetikliyorsa onun bizim aynamız olduğunu düşünüp destek alabiliriz kendi adımıza. Öfkelenmenin nedeni her ne ise öfke nöbeti geçiren çocuğun öfkesini ifade etmesine izin verilmelidir, öfkeyi kesinlikle bastırmamak gerekir. Çocuk yatıştıktan sonra öfkesi hakkında konuşabilirsiniz. <br /><br />Çocukların duygularını en iyi ifade yollarından biri de resim ve oyundur. Bu konuda destekleyici olabilirsiniz. Küçük yaş grubu için de ergenler için de dikkat etmemiz gereken en önemli konulardan biri öfke nöbetine öfkeli bir tepkiyle karşılık vermemektir. Sakinliğimizi korumamız gerekir, öfkesini pekiştirecek başka bir deyişle ödül olabilecek aşırı olumlu ya da olumsuz tepkilerden kaçınmamız gerekir.</p>aDminhttp://www.blogger.com/profile/04856037648279061108noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8778821149567341207.post-39245851964679037272023-09-24T03:57:00.001-07:002023-09-24T03:57:11.232-07:00Cocuk Gelişimininde Uyku Etkisi Nedir<p> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjX-mDJrn1Bqx20HvV55ysJSkR-bi5VOCRkbISaDIdJZRPr84ubvJ_iHBPOUOiDPQxL1nKHQRzD6uhSbzbfUoba7e0RQHv-PsYT3wa3qQqVTWO_c8jnlZAxaHy1QXmcEsxCnzPMvnuHQB31j5a8RzSJkaKGGoQ96eAqx6KFoRJ8_33VuDQfCaWlAVHJPJOG/s768/7.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="506" data-original-width="768" height="211" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjX-mDJrn1Bqx20HvV55ysJSkR-bi5VOCRkbISaDIdJZRPr84ubvJ_iHBPOUOiDPQxL1nKHQRzD6uhSbzbfUoba7e0RQHv-PsYT3wa3qQqVTWO_c8jnlZAxaHy1QXmcEsxCnzPMvnuHQB31j5a8RzSJkaKGGoQ96eAqx6KFoRJ8_33VuDQfCaWlAVHJPJOG/s320/7.png" width="320" /></a></div><br /> Bebek ve cocuklarda erken gelişimin en çok etkisi olarak bilinen uyku düzeni öğlen uykusu ve gece uykusu cocuklar için gelişimini etkileyecek en büyük unsurlardan biri peki bu durumlarda çocuklarımıza nasıl bir yol izletmeliyiz öğlen uykusuna alıştırmalıyız.<p></p><p>1. Beyin Gelişimi: Uyku, çocuğun beyin gelişimi için önemlidir. Rüya aşaması sırasında beyin hücreleri arasındaki bağlantılar güçlenir ve öğrenme süreçleri desteklenir.</p><p>2. Büyüme Hormonu Salgısı: Uyku sırasında büyüme hormonu salgısı artar. Bu da çocuğun fiziksel büyümesine katkıda bulunur.</p><p>3. Dikkat ve Odaklanma: Yetersiz uyku, dikkat eksikliği ve odaklanma sorunlarına yol açabilir. İyi bir uyku düzeni, çocuğun okul performansını olumlu yönde etkileyebilir.</p><p>4. Duygusal Denge: Uyku eksikliği, çocuklarda irritabilite, sinirlilik ve duygusal dengesizliğe neden olabilir. İyi bir uyku düzeni, duygusal sağlığı destekler.</p><p>5. Bağışıklık Sistemi: Uyku, bağışıklık sistemini güçlendiren önemli bir faktördür. Yetersiz uyku, çocuğun hastalıklara karşı direncini düşürebilir. 6. Bilişsel Gelişim: Uyku, bellek oluşturma ve bilgi işleme süreçlerini destekler. İyi bir uyku düzeni, çocuğun bilişsel yeteneklerini artırabilir.</p>aDminhttp://www.blogger.com/profile/04856037648279061108noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8778821149567341207.post-39211248726769177072023-09-24T03:52:00.001-07:002023-09-24T03:53:11.858-07:00Yaz Hastalıkları En Cok Cocukları Etkiliyor<p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiAcvIEkRVPOlaYEljyYWWEKnys2NXlcv8Jzzjev59jwojHkvWXF1ThY4-HbF9gm9kb8M6pvRT-bncYgSHlDSrOUGoLKQlUp7Vdkz8v-P6p4Zgp4viaRcKJKEGaScWChj_jj69LDODFmbRcPRLf8R-rkHrDBfDlwJTfQodknvxOJuzabguZGaER7rEgT6mO/s500/6.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="334" data-original-width="500" height="214" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiAcvIEkRVPOlaYEljyYWWEKnys2NXlcv8Jzzjev59jwojHkvWXF1ThY4-HbF9gm9kb8M6pvRT-bncYgSHlDSrOUGoLKQlUp7Vdkz8v-P6p4Zgp4viaRcKJKEGaScWChj_jj69LDODFmbRcPRLf8R-rkHrDBfDlwJTfQodknvxOJuzabguZGaER7rEgT6mO/s320/6.jpg" width="320" /></a></div><br /> Yaz hastalıkları olarak bilinen havalar sıcak olmasına rağmen cocuklarda soguk algınlıgı grip ve halsizlik olarak bilinen hastalıklar baş göstermektedir. Peki bu hastalıklara karşı cocuklarımızı nasıl korumalıyız ya da nasıl bir yol izlemeliyiz.<p></p><p>Enterovirüslerin neden olduğu enfeksiyonlar yaz aylarında daha yüksektir. Bir enterovirüs enfeksiyonu olan el-ayak-ağız hastalığı; hasta kişinin hapşırması ve öksürmesiyle, sekresyonlarla, lezyonların olduğu deriye yakın temasla, enfekte havuz sularının yutulması bulaşabilir. Bu hastalıkta çocukların ağızlarında, ellerinde ve ayaklarında kabarcıklar olabilir veya sadece ağızlarında herpangina adı verilen lezyonlar olabilir. Bu virüs klora karşı dirençlidir. Havuzda klorlama yapılmasına rağmen havuz sularının yutulması bu hastalık için risk oluşturmaktadır. Hastalığı geçirecek bir tedavi ya da hastalıktan koruyucu bir aşı bulunmamaktadır. Kaşıntı giderici losyonlar ve boğaz ağrısı için spreyler kullanılabilir. Ayrıca uzman hekim tarafından ateş düşürücü ve boğaz ağrısı için ağrı kesiciler önerilebilir.</p><p>Her 6 çocuktan 5’i üç yaşına gelmeden önce en az bir kere kulak enfeksiyonu geçirmektedir. Yaz mevsiminde yapılan birçok aktivite işitme sağlığına zarar verebilmektedir. Tuzlu veya tatlı suda yüzmek ve dalış yapmak, uçakla seyahat etmek, yüksek sese ve müziğe maruz kalmak veya havai fişek izlemek bunlardan sadece bazılarıdır. Yılın bu mevsimi kulaklar için en riskli dönem olabilir. Bu nedenle özellikle bu tür sağlık sorunlarına daha yatkın olan ailenin en genç üyelerinin kulak enfeksiyonlarını önlemek için ekstra özen gösterilmesi gerekmektedir.</p>aDminhttp://www.blogger.com/profile/04856037648279061108noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8778821149567341207.post-74292091013699386072023-09-24T03:41:00.002-07:002023-09-24T03:42:37.129-07:00Çocuklara Grip Aşısı Yaptırmalı mıyım ?<p> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh14PKg1ljRgWlF8S4VjVFmf_eIGjNZbluafk8WAmqXCQHVBbnkDfk8NeiqKDTOGFtxsgckI-bnZzXP2r-_5oFE1_sq4023IQzwW38uVys-URt9kZbal-zigb8WX1FSLD00PDQBHE3XNj7QWeZXz2lLdnT38I1VFeIVRSz--kJy4euEMsrrsVOtfiXjK6PR/s1600/23.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="777" data-original-width="1600" height="155" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh14PKg1ljRgWlF8S4VjVFmf_eIGjNZbluafk8WAmqXCQHVBbnkDfk8NeiqKDTOGFtxsgckI-bnZzXP2r-_5oFE1_sq4023IQzwW38uVys-URt9kZbal-zigb8WX1FSLD00PDQBHE3XNj7QWeZXz2lLdnT38I1VFeIVRSz--kJy4euEMsrrsVOtfiXjK6PR/s320/23.jpg" width="320" /></a></div><br />Malum Kış ayları yaklaşırken Covid 19 virüsü ve diğer varyantları gözlerimizi korkutmaya devam ediyor büyük bir salgınla baş başa kaldığımız şu günlerde aileler cocuklar için grip aşısı yaptırmak peşinde peki grip aşısı yaptırmalı mıyız ?<br /><br /><p></p><p>Çocuklara grip aşısı yaptırılmadan önce aşının hangi yaşta yapılabilir olduğunu bilmek gerekmektedir. Grip aşıları genel olarak 6. aydan itibaren yapılmaya başlanır ve her yıl tekrarlanır. Bunun sebebi grip virüsünün değişkenlik gösterebiliyor oluşudur. Bu yüzden grip aşıları her yıl tekrarlanmalıdır. Eğer grip aşısı uygulaması 9 yaşından önce ilk defa yapılacaksa 2 doz şeklinde ve 29 gün arayla uygulanması gerekir. Çünkü diğer şekilde aşının herhangi bir etkisi bulunmayacaktır.</p><p><b>Grip aşısı hakkında bilinmesi gereken önemli detaylar ise şöyledir;</b></p><p>Grip aşısının koruyuculuğu aşının yapıldığı günden itibaren 2-3 hafta sonra başlamaktadır.</p><p>Yapılacak olan aşılama Eylül-Ekim dönemi gelmeden bitmelidir.</p><p>Geç kalınmış veya o yıl aşı yapılmamış olan çocuklara Aralık ayı sonlarına gelmeden aşı yapılması yararlı olacaktır.<br /><br /><b>Eğer siz de çocuğunuzu gripten korumak için grip aşısı yaptırmayı düşünüyorsunuz verdiğimiz bilgiler dahilinde hareket edebilirsiniz. Fakat grip aşısı yaptırırken grip aşısını uygun olan sağlık kuruluşlarında yaptırmanız gerekir. Aynı zamanda 6aydan küçük olan ve grip aşısına karşı alerjisi olan kişilere aşı yapılmaması gerekir."</b></p>aDminhttp://www.blogger.com/profile/04856037648279061108noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8778821149567341207.post-60527023800118899162023-09-24T03:36:00.002-07:002023-09-24T03:36:15.543-07:00Dikkat Obezite Cocuklar arasında yayılıyor<p> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhG8mS2WIVLDBsfn3R0tI8y9v-tYyPHak-Qd3kuf-aBdjKSZtLCudOV3NzemMXed2D7JNx0E7p8d6TTxEQcDj2hayV6Zb3rCLWOg7sDhToCYPGspBaHCKp4DwtwHgqm_P0KaLcwzbQ2HeVcUv4XCV4yky-wmn32_30AAHevRCDO7mDGiNsw5kZVo2bh1PvF/s800/12.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="534" data-original-width="800" height="214" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhG8mS2WIVLDBsfn3R0tI8y9v-tYyPHak-Qd3kuf-aBdjKSZtLCudOV3NzemMXed2D7JNx0E7p8d6TTxEQcDj2hayV6Zb3rCLWOg7sDhToCYPGspBaHCKp4DwtwHgqm_P0KaLcwzbQ2HeVcUv4XCV4yky-wmn32_30AAHevRCDO7mDGiNsw5kZVo2bh1PvF/s320/12.png" width="320" /></a></div><br />Cocuklar arasında yapılan araştırma sonucu cocuklarda büyük yaygınlık gösteren Obezite hastalığı baş göstermektedir. Fazla kilolu olmak, yaşam süresini kesinlikle kısaltan bir faktördür. 'Çocuk yemiyor' diye muhallebi, sütüne ya da yoğurduna bal-pekmez dökmek, bisküvi koymak yapılan en büyük hatalardan biridir. Çocuğu fazla yedirmek, beyindeki doyma merkezini bozar. Çocuğun sağlıklı kiloda kalması için anne ve babanın da beslenmesine dikkat etmesi ve hareketli bir yaşam benimsemesi gerekmektedir. Öte yandan okul çağı çocukları okul kantinlerinden aldığı paketli ürünleri yemek yerine, evden sağlıklı yiyecekler götürüp, onları tüketmelidir"<br /><br />Çocukluk çağı obezitesiyle ilgili bilgiler veren Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Şirin Seçkin, "Vücut Kitle Endeksini (VKE) tarama testi olarak kullanıyoruz. Buna göre VKE 30'u geçerse aşırı kilo, 35-40'ları geçerse de artık obezite tanısı koyuyoruz. Bu bebeklikte başlıyor ve sonradan bu kiloları vermek çok zorlaşıyor. Kilo verilemediğinde de ilaç ve obezite cerrahisi gibi yöntemlere başvurulabiliyor; öteki türlü birçok sağlık sorununa yol açıyor. Çocuklukta en çok kilo alınan yaşlar 5-7 yaşları ve ergenlik çağıdır. Bu yaşlarda kilolu olmak da erişkinlikte de kilolu olmaya yol açar" dedi.<p></p>aDminhttp://www.blogger.com/profile/04856037648279061108noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8778821149567341207.post-66357624666296690642023-09-03T09:24:00.001-07:002023-09-03T09:24:40.943-07:00Bebeklerde Salya Olması Durumda Ne Yapılabilir?<p><b> </b></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><b><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi_8Qxz3wk3yKMvAPMb4XmMXdEK6F3CJd-WJh6qX4qv02DVjB5CBWyTG9XOUTK4hQigOQqkT3JyZmfCIrs5bfvdT-SMZo9PcguOCke7LdBcrARHIWtda7r4fYtB9pQImpIonGGCOAAsE9T5t22u2nyOqHuUdBUmrWT2RX4SM5HiNIxdvmKcxAPWuvZ1qqAp/s777/3.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="400" data-original-width="777" height="165" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi_8Qxz3wk3yKMvAPMb4XmMXdEK6F3CJd-WJh6qX4qv02DVjB5CBWyTG9XOUTK4hQigOQqkT3JyZmfCIrs5bfvdT-SMZo9PcguOCke7LdBcrARHIWtda7r4fYtB9pQImpIonGGCOAAsE9T5t22u2nyOqHuUdBUmrWT2RX4SM5HiNIxdvmKcxAPWuvZ1qqAp/s320/3.png" width="320" /></a></b></div><b><br />Hipersalivasyon, aşırı üretime veya tükürük temizlenmesindeki azalmaya bağlı olabilir. Serebral palsi, nörodejeneratif bozukluklar, B3 vitamini eksikliği, gastroparezi, pankreatit, oral enfeksiyonlar, kuduz, birçok ilaç ve çeşitli toksinler dahil olmak üzere salya artışının birçok nedeni vardır. Parazit varlığında, özellikle kılkurdu, geceleri ağızdan salya akışı olabilir. Genetik, nörolojik veya anatomik bozukluklara bağlı çocukta ağzını kapatmasına engel bir durum var ise tükürük artışı olmadan da yetersiz dudak kapanması sonucu salya akması söz konusu olabilir. Azalmış yutma sıklığı ve yutma güçlüğü (disfaji), kötü postür (başı dik tutamama) fizyolojik bir salya artışı yapabilir. Diş çürükleri, ağız hijyen bozuklukları, nesnelerin sürekli ağza alınması da diğer sebepledir.<br /><br /></b><p></p><p><b>Tedavi:</b></p><p><b>Klinik gözlem yapılır ve altta yatan nedenler belirlenir.<br /></b><b>Ağız sağlığının iyileştirilmesi ve sürdürülmesi<br /></b><b>Nişastadan zengin gıdalar fazla tüketiliyorsa kısıtlanır.<br /></b><b>İlaç ve toksin maruziyeti varsa bunlara yönelik önlem alınır.<br /></b><b>Yutma ile ilgili bir bozukluğa bağlı ise kas koordinasyonunu iyileştirmek için oral motor egzersizler yapılır.<br /></b><b>Yüz ifadelerinin kullanımı, örneğin gülümseyerek, kaşlarını çatarak, yüzleri içeri çekerek ayna karşısında egzersiz yapma).<br /></b><b>Dudak artikülasyonları – mmmm, bbbb, pppp, ahududu.<br /></b><b>Müzik aletleri üfleme (Örneğin; armonika, parti düdüğü)<br /></b><b>Dudaklar arasında spatula tutma<br /></b><b>Pipetle sıvı emme<br /></b><b>Üfleme (mum, tenis topu)<br /></b><b>Çocukların tükürük ve ağız hareketlerinden daha fazla haberdar olmalarına yardımcı olunur.<br /></b><b>Ağza nesne alma davranışlarını (elini ağzına alma en sık davranış) ortadan kaldırılır. Eller için bir aktivite sağlamak çok olumlu bir duyusal his verir.<br /></b><b>Yap-boz yapma,<br /></b><b>Oyuncak (titreşen bir oyuncak/yastık) verme,<br /></b><b>Parmak boyama<br /></b><b>Şarkı söyleme ve el çırpma,<br /></b><b>Çocuklar daha fazla yutmaya ve yüzlerini silmeye teşvik edilir.<br /></b><b>Küçük bir ayna kullanarak yüzün veya çenenin ıslak olduğunu çocuklara göstermek.<br /></b><b>Renkli noktalar gibi görsel ipuçları kullanmak<br /></b><b>Dokunma ipuçlarını kullanma; bazen çocukların üst dudağına parmak basmak<br /></b><b>Övgü veya ödüller vermek<br /></b><b>Yemek yeme becerilerini geliştirilir.<br /></b><b>Tıbbi ve cerrahi tedavi (Nadiren gerekir)</b></p>aDminhttp://www.blogger.com/profile/04856037648279061108noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8778821149567341207.post-32435767637166811912023-09-03T09:21:00.001-07:002023-09-03T09:21:08.464-07:00Çocuklarda Siyah Diş Lekeleri Nedenleri<p> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjpCAT3jA77kykpdl7SYmucjwGx1yoLrSAyaLZtb0wRnFdlfwb19XUTfTGfQ6axuUG1AH-usznmosneu4M0WuTsBYFR03Mu0jSoAQ5bK6YGp1kHLDTJ5jbQPf-V52mBjC-cb6xDhQPH6A_CHy0bhJoFcOvWo6FIk-mntOuQYMP9vpXEmgK7hoKZXO2cLvA6/s1000/2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="667" data-original-width="1000" height="213" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjpCAT3jA77kykpdl7SYmucjwGx1yoLrSAyaLZtb0wRnFdlfwb19XUTfTGfQ6axuUG1AH-usznmosneu4M0WuTsBYFR03Mu0jSoAQ5bK6YGp1kHLDTJ5jbQPf-V52mBjC-cb6xDhQPH6A_CHy0bhJoFcOvWo6FIk-mntOuQYMP9vpXEmgK7hoKZXO2cLvA6/s320/2.jpg" width="320" /></a></div><br />Her bireyin çocuğuda dikkat etmesi ve gözlemlemesi gerekmektedir. Çocuklarda genetik hastalık olarak bilinen Dişlerde siyah lekeler oluşabilmektedir. Erken teşhis yapılarak en yakın sağlık kuruluşuna başvurması çocuğunuz için yapılacak en etkili önlemlerdendir.<p></p><p>Çocukların dişlerinde görülen sorunlardan biri de; dişte oluşan siyah lekelerdir. Bu diş lekeleri kromojen bakterilerin ön ve arka grup dişlerin dişetlerine yakın yerlerinde oluşan lekelerdir.</p><p>Lekeler demir sülfid içerir. Bakteriyel aktivite sonucu oluşan hidrojen sülfid ile tükürük ve dişeti sıvısındaki demir arasındaki reaksiyon sonucu oluşur.</p><p><b>Hangi ilaçlar bu lekelenmeyi yapar?</b></p><p>Demir eksikliğine bağlı alınan ilaçlar, demir içeren multivitaminler şuruplar ya da pekmez tarzı gıdalar bu tip lekeler oluşturabilir.</p><p><b>Dişteki siyah lekeler çürük mü?</b></p><p>Bunlar çürük değil, lekedir ancak görüntüsü siyah olduğundan çürük zannedilmektedir.</p><p>Ancak çocuk dişlerini iyi fırçalamaz ise bu lekelerin üstüne yemek artıkları daha kolay tutunabildiğinden diş çürümeleri oluşabilir.</p><p><b>Siyah lekeler nasıl giderilebilir, tedavisi nedir?</b></p><p>Dişlerdeki siyah lekelerden normal diş taşı temizliği ve cila işlemi yapılarak kurtulmak mümkündür.</p>aDminhttp://www.blogger.com/profile/04856037648279061108noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8778821149567341207.post-8716693360360125342023-09-03T09:15:00.002-07:002023-09-03T09:15:37.832-07:00Bebeğinizi Öptürmek Zararlı mı?<p> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj731KFbwr3DRLG7pkIuxrZjZM9sOM_opryduGxZB7tmVXK4fdxKrUb1bVZvsfyzHbbXa9jm9NjozvfyTu_7-3LRkn0V5LtJaO1V5IDfUTqWbTrkJ5LNDcD3Z9U2Z1ysB8BMcVQw31PKY10hP5aBDEajnHQ5n5P2kZqUgqqke0qc0eFwwTmlpXNNYfF2h_2/s500/1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="300" data-original-width="500" height="192" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj731KFbwr3DRLG7pkIuxrZjZM9sOM_opryduGxZB7tmVXK4fdxKrUb1bVZvsfyzHbbXa9jm9NjozvfyTu_7-3LRkn0V5LtJaO1V5IDfUTqWbTrkJ5LNDcD3Z9U2Z1ysB8BMcVQw31PKY10hP5aBDEajnHQ5n5P2kZqUgqqke0qc0eFwwTmlpXNNYfF2h_2/s320/1.jpg" width="320" /></a></div><br />En çok sıklıkta rastladığımız bu hastalık yenidoğan bebeklerde aile bireyleri arasında öpmeler ilk 3 ay bebeğinizin hastalığı mikrobu kapması oldukça kolay alacağı için ilk 3 ay öpülmemesi gerekmektedir.<br /><p></p><p>Ebeveyn olarak, kişisel ağız hijyeninizi düzenli korumaya dikkat edin.<br />Bebeğinize yaklaşmadan önce ellerinizi yıkamaya özen gösterin.<br />Bebeğinizin güvenliği için, ailenizi, akrabalarınızı ve arkadaşlarınızı bu önlemler konusunda bilgilendirin.<br />Evdeki, beklenmedik yerlerde/eşyalarda mikrop bulunabilir: televizyon kumandası, cep telefonları, el çantaları gibi.</p><p>Herhangi bir enfeksiyonu olan veya enfeksiyon kapma potansiyeli olan kişiler bebekten uzak durmalıdır.<br />Grip veya teşhis edilmemiş kronik öksürük veya herhangi bir solunum rahatsızlığı olan kişiler bebeği öpmekten kaçınmalıdır.<br />Bebekleri öpmenin riskleri ciddidir hele de bebeği dudaklarından öpmek işleri daha da ciddileştirir.Uçuğu olan kişiler bebekten kesinlikle uzak durmalıdır.</p><p>Böyle bir kişi bebeği öperse, bu virüs bebeğe bulaşır ve yaşam boyu bu virüsten kurtulmayabilir.<br />Birçok çocuk ve yetişkinler gıda alerjileriyle karşı karşıya kalabilirler. Örneğin bebeği öpen kişinin dudaklarında glüten kalmış olabilir, bu da bebek için ciddi bir tehlike oluşturabilir.</p><p><b>Sonuç olarak, küçük bir bebeği, sıcacık battaniyesine sarılmış gördüğümüz an, içimiz hemen yoğun bir sevgi ile dolar ve ona sarılıp öpmek isteriz. Hepimiz bu duyguya aşinayız ve bu davranışı çağlardan beri tamamen içimizde uyanan yoğun bir sevgi duygusundan yapıyoruz. Tabii ki bu sevgi gösterisinin bebeğe istemeden zarar veriyor olabileceğimiz aklımızdan geçmiyor. Yapılan araştırmalarda, bir bebeği öpmenin, kimi zaman zararsız, kimi zamanda zararlı olduğu saptanmıştır.</b></p>aDminhttp://www.blogger.com/profile/04856037648279061108noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8778821149567341207.post-53329549769796402612023-09-03T09:08:00.003-07:002023-09-03T09:08:35.999-07:00Ülkemizde 1. Ölüm Nedeni HiperTansiyon<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhZR5EvOaw9q8Gsm5NDhz0fpfQEzNYQApMaTYZysTRmqsnfFuZHYzO-fGbpY2RzLBqPaRaWCKor0PItvZBwCUSa9VzvGwW-JMPepfDRGIfs6b6iwHe1LJjAkSAz4ClwDGBPxdiouAoIfI3z6MLA8ffexWLVCMBmuufTbGkOpxeGicZdsSXDnKY_Dn1jL84I/s709/1.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="364" data-original-width="709" height="164" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhZR5EvOaw9q8Gsm5NDhz0fpfQEzNYQApMaTYZysTRmqsnfFuZHYzO-fGbpY2RzLBqPaRaWCKor0PItvZBwCUSa9VzvGwW-JMPepfDRGIfs6b6iwHe1LJjAkSAz4ClwDGBPxdiouAoIfI3z6MLA8ffexWLVCMBmuufTbGkOpxeGicZdsSXDnKY_Dn1jL84I/s320/1.png" width="320" /></a></div><br />Baş dönmesi, Baş ağrısı, Kulak çınlaması gibi bir çok neden ile karşımıza çıkan hipertansiyon tanısı erken farkedilmediğinde ölüme kadar yol açabilmektedir. Ülkemizde Erkeklerin %59'u hipertansiyon Kadınların ise %33'ü hipertansiyon tanısı hakkında bilgi sahibi değil.<div><br /></div><div>Hipertansiyon'un oluşma nedeni %95 belirsizlik olmaklı birlikte genetik,yatkınlık ve obezite aşırı alkol kullanımı, tuz tüketimi başlıca nedenler arasında yerini almaktadır.Hipertansiyonun önlenmesi içi ise Tuz veSiğara kullanımının azaltılması gerekmektedir.İlaçların düzenli ve saatine uygun kullanımı sizleri hipertansiyon etkisinden uzaklaştıracak ve kurtaracaktır.</div><div><br /></div><div>Günümüzün başlıca sağlık problemlerinden olan Hipertansiyon rutin sağlık kontrollerinde kolayca teşhis edilebilmektedir.Kontrolsüz hipertansiyon ise Kalp hastalığı, Böbrek hastalığı ve diğer organlarca kalıcı hasarlar bırakabilir.Yaşam tarzında değişiklikler ise hipertansiyon açısından oldukça etkili rol almaktadır</div>aDminhttp://www.blogger.com/profile/04856037648279061108noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8778821149567341207.post-86780316621534136892023-08-05T23:51:00.004-07:002023-08-05T23:51:42.399-07:00Dikkat İdrarını tutan çocuklarda enfeksiyon riski<p> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiRUGOqSsffKPPCfDa5XTP6MDZOLuUb_cUoAi5-jbFoAlRZElAjkD4uAm7vyLsZHNSGIHUxAA5IN6p84Xp2HCFaR0qjHPzt3YGzcrKe9IMBVLxPbAkEsS4rYGheaORuKrOEHY1kLROUI0g46ohopFC84qi-iUj-7dDLxJxnr5qdMP9VQNVPthcp8AkCndSc/s900/cocuklarda%20idrar%20yolu.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="400" data-original-width="900" height="175" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiRUGOqSsffKPPCfDa5XTP6MDZOLuUb_cUoAi5-jbFoAlRZElAjkD4uAm7vyLsZHNSGIHUxAA5IN6p84Xp2HCFaR0qjHPzt3YGzcrKe9IMBVLxPbAkEsS4rYGheaORuKrOEHY1kLROUI0g46ohopFC84qi-iUj-7dDLxJxnr5qdMP9VQNVPthcp8AkCndSc/w394-h175/cocuklarda%20idrar%20yolu.jpg" width="394" /></a></div><br /><b>Böbrek, üreter mesanenin bakteriler sebebiyle enfekte olmasına idrar yolları iltihabı denilmektedir.İdrar yolu enfeksiyonu genellikle 1 yaş altı erkeklerde ve 1 yaş üstü kız çocuklarda oldukça sık rastlanan bir durumdur.<br /></b><br />Bu sebeple ateşli olan ve ateş odağının saptanamadığı bütün küçük çocuklarda mutlaka idrar tahlili yapılmalıdır. Yine küçük bebeklerde beslenmede azalma, gelişme geriliği, idrarda kötü koku, uzamış sarılık varlığında idrar yolu enfeksiyonu akla getirilmelidir. <p></p><p>Tedavi enfeksiyon oluşan bölgeye göre değişir İdrar yolu enfeksiyonunun tedavisi, enfeksiyonun alt ya da üst üriner sistemde olmasına göre değişmektedir. Üst üriner sistem enfeksiyonunda böbreklerde kalıcı hasar riski olduğu için tedavinin parenteral yani kas veya damar içine enjeksiyon yolu ile antibiyotik tedavisi şeklinde uygulanması; alt üriner sistem enfeksiyonunda ise ağızdan verilen antibiyotik tedavisi uygulanması gerekmektedir. Tedavinin önemli bir parçasını da çocukların bu süreçte bol sıvı tüketmesi oluşturur. İdrar yolu enfeksiyonu kronik hale gelebilir İdrar yolları enfeksiyonu bazı çocuklarda kronik hale gelebilmektedir.<br /><br />Çünkü uzun süre idrarı tutmak çocuklarda enfeksiyona yol açan sebeplerden birini oluşturmaktadır. Bu önlemlerle idrar yolu enfeksiyonlarından korunabilirsiniz: İdrar yolu enfeksiyonundan korunmak için yapılması gerekenler şu şekilde sıralanabilir: Bol su tüketilmeli İdrar bekletilmemeli ve gerektiğinde hemen tuvalete gidilmeli Sıkı çamaşır giyilmemeli, İç çamaşırlarının pamuklu olmasına özen gösterilmeli Hijyen kurallarına uyulmalı, tuvaletten sonra genital temizlik önden arkaya doğru yapılmalı ve geçilen yerden bir daha geçilmemeli Yaz tatili dönemlerinde havuz yerine deniz tercih edilmeli İdrar yolu enfeksiyonu çocuk nefroloji uzmanı tarafından takip edilmelidir.</p>aDminhttp://www.blogger.com/profile/04856037648279061108noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8778821149567341207.post-34331281770642200482023-07-21T00:12:00.003-07:002023-07-21T00:13:30.946-07:00Çocuklarda Sağlıklı Atıştırmalıklar<p> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgqRHHvIFQyr_8Fr21ck6vCkAnusKJfdtAE_bbylsibS0nu6js7wSZvoMkmivIeX3_L8SE4NEzrdn_nRsquLgymeAp9f0FUFfqEfnljDbRLuNh-zBIQ5JuTlXB8S-fLZF7N8o75TA4kL-EJ67YIyy2gMHPGJeDBbvMQV8HJ3eS_nksGbWQs4P8bF9d38foC/s720/cocuklarda%20sagl%C4%B1kl%C4%B1%20at%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1rmal%C4%B1k.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="426" data-original-width="720" height="189" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgqRHHvIFQyr_8Fr21ck6vCkAnusKJfdtAE_bbylsibS0nu6js7wSZvoMkmivIeX3_L8SE4NEzrdn_nRsquLgymeAp9f0FUFfqEfnljDbRLuNh-zBIQ5JuTlXB8S-fLZF7N8o75TA4kL-EJ67YIyy2gMHPGJeDBbvMQV8HJ3eS_nksGbWQs4P8bF9d38foC/s320/cocuklarda%20sagl%C4%B1kl%C4%B1%20at%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1rmal%C4%B1k.jpg" width="320" /></a></div><br /> Çocuklar için sağlıklı beslenme, anne karnında başlar ve büyümenin tamamlandığı 16-18 hatta 20'li yaşlara kadar devam eder. Bununla beraber çocukluk boyunca en hızlı büyüme bebeklik ve ergenlik dönemlerinde gerçekleşir. Bu nedenle bebeklik ve ergenlik dönemleri saglıklı ya da optimal beslenme açısından ayrı bir önem taşır. Bebeklik dönemindeki yetersiz beslenme, büyümede geriye dönüşsüz problemlere yol açmakta, ruhsal ve fiziksel bozukluklara neden olmaktadır. Ergenlik dönemindeki yetersiz beslenme de benzer problemler yaşanmaktadır.<br /><br /> Büyümenin bu denli önemli ve kritik olduğu bu dönemlerde hızlı kilo alımı ya da fazla protein alımı ise ileri dönemde obezite riskini arttırmaktadır. Günümüzde tüm dünyada çocuk sağlığını dolayısıyla halk sağlıgını tehdit eden en önemli 2 beslenme sorunu yetersiz beslenme ve obezitedir.<br /><br />Atıştırmalık, ana öğünler dışında tüketilen beslenme ile tutku arasında köprü olan besinler olarak tanımlanmaktadır. Atıştırmalıklar çoğunlukla bir ara oğün bazen hızlı bir ana öğün bazen karın doyurmak için iş toplantılarında arkadaş toplantılarında, kutlamalarda doğum günlerinde bazen stresi bastırmak için bazen de farklında olmaksızın tüketilen besinlerdir.<p></p><p>Atıştırmalıklar, besin değeri açısından çoğunlukla yağ ve şekerden ya da tuzdan zengin vitaminler, mineraller ve liften fakir, boş enerji kaynağı besinler özellikle ve nitelik açısından ise lezzetli, kolay ulaşılabilir, cazip uygun, ucuz tüketime hazır dayanıklılığı arttırılmış besinler olarak bilinir.<br /><br /><b>İçindekiler:<br /></b><a href="http://www.cocukvesaglik.com/2023/07/cocuklarda-saglk-atstrmalklar.html">Hazır Gıda Tüketim zararları</a><br /><a href="http://www.cocukvesaglik.com/2023/07/cocuklarda-saglk-atstrmalklar.html">Çocuklarda Sağlıklı Atıştırmalıklar</a><br /><a href="http://www.cocukvesaglik.com/2023/07/cocuklarda-saglk-atstrmalklar.html">Çocuklarda Hangi yaşlarda dikkat edilmeli</a><br /></p>aDminhttp://www.blogger.com/profile/04856037648279061108noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8778821149567341207.post-80079841817789833312023-07-20T23:46:00.007-07:002023-07-20T23:48:41.819-07:00Çocuklarda Tırnak Yeme Nedenleri<p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjFmCYXCNEdS-zQp0l-ZgayiaxXO8BzTAvThwWBY1NKbBnBbgSk9jvxOLeRxadqYYwf5BOLLM5MyY9eaFZ_ccZXCs4gjjpzVnaHXSJWIfC6xvC4Ms87ak6IxPOiMk0tz19uCTU4Oe95hpot8cbR59O4dQUlUjoMjaNc5etbPppSzPKB3Zxc_m0TdQv6jWdT/s1150/t%C4%B1rnak%20yemek.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="646" data-original-width="1150" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjFmCYXCNEdS-zQp0l-ZgayiaxXO8BzTAvThwWBY1NKbBnBbgSk9jvxOLeRxadqYYwf5BOLLM5MyY9eaFZ_ccZXCs4gjjpzVnaHXSJWIfC6xvC4Ms87ak6IxPOiMk0tz19uCTU4Oe95hpot8cbR59O4dQUlUjoMjaNc5etbPppSzPKB3Zxc_m0TdQv6jWdT/s320/t%C4%B1rnak%20yemek.jpg" width="320" /></a></div><br /> Genellikle Tırnak yeme davranışı çocukluk, çağında başlayan ve ergenliğe doğru daha fazla artış gösterebilen ve yetişkinlikte sıklığı azalsa da devam edebilen, bedenimize birçok olumsuz etkisi olan bir alışkanlıktır. Tıp da ise kısaca <b>Onikofaji </b>adı ile anılmaktadır.<p></p><p><b>İnsanlar Neden Tırnaklarını Yer?<br /></b><br /> Onikofaji nasıl oluştuğu tam olarak bilinmese de çocukluk çağında kaygı, üzüntü, korku, değersizlik veya güvensizlik hislerinin tırnak yeme davranışının oluşumunda etkili olduğu ön görülmektedir.<br /><br /> Özellikle, yeterli sevgi ve ilgi alamayan çocukların yalnızlıklarını hafifletmek veya kısa süreli rahatlamak için yapmaya başladıkları bir davranış olarak ortaya çıkabileceği bulunmuştur.Tırnak yemek, en yaygın stres azaltıcı alışkanlıklardan bir tanesidir. Diğer sağlıksız stres azaltma alışkanlıkları arasında parmak emmek, diş gıcırdatmak, burun karıştırmak ve saç çekmek vardır.</p><p>Araştırmalara göre bebeklik döneminde parmak emme davranışı olan çocukların ileriki yaşlarında tırnak yeme davranışı gösterme ihtimalinin daha yüksek olduğu gözlemlenmiştir.Bu alışkanlığın nasıl başladığı konusunda net bir bilgi olmasa da başladıktan sonra tırnak yeme davranışı ile başa çıkmak zor olabilir. Çünkü, tırnak yeme davranışı vücudumuzda serotonin hormonunu salgılanmasını sağlar.<br /><br /><b>Tırnak yeme davranışını nasıl durdurabiliriz ?<br /></b><br /> Tırnak yeme davranışı için önerilen farklı tedavi yaklaşımları vardır. 3-4 yaşına kadar önerilen en uygun yöntem ebeveynin bu davranışı görmezden gelmesidir. Bu sırada eline farklı bir iş verilerek dikkatini farklı bir yöne kaydırabiliriz. Bunun amacı sorunun kaynağını altta yatan kaygı veren durumu araştırmak ve ilgisini farklı yöne çekerek davranışın sıklığını azaltmaktır.<br /><br />Yaralanan bölgelerin bandajla kapatılması, eldiven kullanılması manikür parmaklara zeytin yağı veya cila sürmek bazı durumlarda etkili olabilmekle birlikte altta yatan sorun devam ettği sürece davranışın devam etme ihtimali yüksektir. Bu etkinin sebebi tırnak ve rahatlama arasındaki bağı tırnak ve rahatsızlık bağı ile değiştirmemizden kaynaklanır.<br /><br />İçindekiler:<br /><a href="http://www.cocukvesaglik.com/2023/07/cocuklarda-trnak-yeme-nedenleri.html" rel="nofollow">Çocuklarda Tırnak yeme nedenleri</a><br /><a href="http://www.cocukvesaglik.com/2023/07/cocuklarda-trnak-yeme-nedenleri.html">İnsanlar neden tırnaklarını yer</a><br /><a href="http://www.cocukvesaglik.com/2023/07/cocuklarda-trnak-yeme-nedenleri.html">Tırnak yeme davranışı çözümleri</a><br /><a href="http://www.cocukvesaglik.com/2023/07/cocuklarda-trnak-yeme-nedenleri.html" rel="nofollow">Tırnak yeme nasıl engel olunur</a><br /></p>aDminhttp://www.blogger.com/profile/04856037648279061108noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8778821149567341207.post-6682578603722633832023-05-19T00:47:00.004-07:002023-05-19T00:47:18.144-07:00Bebeklerde Kolikle Gaz Sancısı ile Baş Etmek<p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgomXJ-JjZiARAE1bNW-4Vr6gjE8zsQp5INsNq0FKfKkAxzLKSLXllT4yDxdSsSrzxDiueTmAc1THBIU7oR_1q8PQtYKzjmwNbCV1_lI9OA_FlDBjFztN8PrVN3wc-2dPEuP9U-DIdJ1RVhiJo4hQYv8bV9vAfqaMYhKZID9ZH4V6KgnBfZ4Cf1KYSy_A/s600/2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="400" data-original-width="600" height="213" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgomXJ-JjZiARAE1bNW-4Vr6gjE8zsQp5INsNq0FKfKkAxzLKSLXllT4yDxdSsSrzxDiueTmAc1THBIU7oR_1q8PQtYKzjmwNbCV1_lI9OA_FlDBjFztN8PrVN3wc-2dPEuP9U-DIdJ1RVhiJo4hQYv8bV9vAfqaMYhKZID9ZH4V6KgnBfZ4Cf1KYSy_A/s320/2.jpg" width="320" /></a></div><br /> Her bebek zaman zaman huysuzluk eder ama bazı bebekler diğerlerinden daha çok ağlar. Bebeğiniz, sağlıklı olmasına rağmen sık sık, özellikle de akşamları, huysuzluk nöbetine giriyorsa ya da günde üç dört saat bir türlü sakinleştirmeden ağlıyorsa, bebeğinizde kolik var demektedir. Kolik, fiziksel bir rahatsızlık ya da hastalık değil, sakinleştirilmesi zor olan ve tekrarlayan ağlama nöbetlerine verilen addır.<p></p><p> Gaz sancısı olan bir bebeğin ağlaması açlık, altı kirli olma ve benzer durumlardan kaynaklanmaz ve bebeği sakinleştirmek mümkün olmaz. Uzmanlar bu durumun nedenin ne oduğundan emin değiller. Kolik dığumdan altı hafta sonra doruğa çıkar ve üçüncü ayın sonunda kaybolur.<br /><br /> Gaz sancısı sorunu olan bebeklerin ana babalarına bu durum hiç düzelmeyecekmiş gibi gelir. Genelde umutsuz öfkel, sinirli, kaygılı ve yorgun hissederler kendilerini.<br /><br /><b> Peki Ne Yapmalıyız ? <br /></b>Gaz sancısı çeken bebeklere sürekli olarak iyi gelen bir tedavi yoktur. Bebeğinizi sakinleştirmek için çeşitli yöntemleri deneyin ama emekleriniz boşa giderde de cesaretinizi kaybetmeyin. Bebeğinizin er geç bunu atlatacağını unutmayın. Huysuz bir bebeğinizin olması onun ileride de sürekli mızmızlanan bir çocuk olacağı anlamına gelmez. Koliği olan bebeklerin çoğu daha sonra mutlu güler yüzlü, iyi huylu çocuklar olurlar.<br /> <br />Bebeğinizin ağlama nöbetleri sırasında ne kadar rahat olabilirseniz bebeğinizi avutmanız da o kadar kolay olur. Minicik bir bebeğin ağlamasını dinlemek sizi kahredebilir ama sizin huzursuzluğunuz, çaresizliğiniz ve paniğiniz sadece bebeğin ıstırabını arttırmaya neden olacaktır.<br /> <br />Biraz rahat etmek için başkalarının bebeğinize göz kulak olmasına izin verip bir mola verin. Siz bütün numaralarını tükettiğiniz için, bazen yeni biri bebeğin sakinleşmesine daha çok yardımcı olabilecektir.<br /><br /><b>Ne zaman Kolik olmayabilir ?<br /></b> Bazı durumlarda bebeğinizin ağlamasının kolikten mi yoksa başka bir sebepten mi kaynaklandığını anlamak zor olabilir.<br /> Bebeğiniz olağandışı bir süre ağlamayı sürdürürse,<br /> Ağlama sesi size tuhaf geliyorsa<br /> Ağlamanın yanı sıra hareketlerinde azalma,yetersiz beslenme,anormal soluk alma ya da hareketler varsa<br /> Kusma ateş ve ishal gibi başka hastalık belirtileri ortaya çıkmışsa,<br /> Siz ya da evde bir başkası bebeğin ağlamasıyla baş etmekte zorlanıyorsa bebeğinizin doktorunuza başvurunuz.</p>aDminhttp://www.blogger.com/profile/04856037648279061108noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8778821149567341207.post-77792234534400471832023-05-19T00:26:00.002-07:002023-05-19T00:26:41.694-07:00Bebeğin Büyüme Zamanın Geldiğini Nasıl Anlarsınız <p> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEimQRRuVschkyeHFZX8QYcQc4s-1v5CvxjOd5lhCu1FhGpqiiu0LSOJ4h8F5Syt7sR2twz0jB6yOuz4J2JyKU6r3dpBAx_G5KudtuXKTYK09qlGnYyufO097iC4rm808ZER7Tgh7-FH0QOos-VQ2gmPar8nx7JY2mDpXw897v3IvHiuxVB3bbhqAFn6lA/s1200/1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="627" data-original-width="1200" height="167" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEimQRRuVschkyeHFZX8QYcQc4s-1v5CvxjOd5lhCu1FhGpqiiu0LSOJ4h8F5Syt7sR2twz0jB6yOuz4J2JyKU6r3dpBAx_G5KudtuXKTYK09qlGnYyufO097iC4rm808ZER7Tgh7-FH0QOos-VQ2gmPar8nx7JY2mDpXw897v3IvHiuxVB3bbhqAFn6lA/s320/1.jpg" width="320" /></a></div><br /> Bebeğinizin değişmekte ve olaylar dünyasına sıçramakta olduğunu ortaya koyan, kimi zaman belirsiz kimi zaman daha belirğin olan şu belirtilere dikkat edin:<br /><br /><p></p><p> Uyumakta zorluk çekebilir: Bebeğiniz bu dönemde geceleri huzursuz olabilir. Onu geceleri yatırmakta zorlanabilirsiniz hatta yatağında uyanık kalabilir. Yeniden gece emmek isteyebilir, hatta bunu bir gecede birkaç kez isteyebilir. Sabahları çok daha erken uyanabilir.<br /><br /> Yabancılardan çekinebilir: Bebeğin sizden başkasının kucağına oturmayı reddeder ya da bir yabancı ona yaklaştığında, konuştuğunda ağlamaya başlar. Eğer babasını gün boyu fazla görmüyorsa ondan bile korkabilir. Genelde sizden çok farklı görünen kişilerin yanında çekirgenliği daha belirgin olur.</p>aDminhttp://www.blogger.com/profile/04856037648279061108noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8778821149567341207.post-67443707682761424642023-05-07T00:17:00.004-07:002023-05-07T00:19:39.493-07:00Yeni Doğan Bebeğe Su verilir mı ?<p> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhWrlyRxuSvDI1JyFpS6hZBHylQSceD7ugrt7ZCnWs2KrRVVSZS8vAQwURPvAfTYP9U6VwEM55UApDQXozkm3zY3MAM_QFkEAUzMf55VGCZUfhZbX8IJytlTZQgMUlZp9XRU8piEzzYLqKpyk9Z_Ao92gxM6Ud6bjl_Oj_HgmwsdAUahPnqSTd0xM6K1g/s2048/45.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1360" data-original-width="2048" height="213" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhWrlyRxuSvDI1JyFpS6hZBHylQSceD7ugrt7ZCnWs2KrRVVSZS8vAQwURPvAfTYP9U6VwEM55UApDQXozkm3zY3MAM_QFkEAUzMf55VGCZUfhZbX8IJytlTZQgMUlZp9XRU8piEzzYLqKpyk9Z_Ao92gxM6Ud6bjl_Oj_HgmwsdAUahPnqSTd0xM6K1g/s320/45.jpg" width="320" /></a></div><br /> Günümüzde çoğu Anne ve babaların aklında sürekli bu soru oluşuyor yeni doğan bebeğime su vermeliyim ? Zararı olur mu gibi bir diyetisyen ve anne olarak sizler için araştırdım ve kesin çözümünü buldum. Hayır verilmez. Zaten yeni doğan bebeği mide kapasitesi çok düşüktür. Bunu suyla doldurmak sütün azalmasına neden olabilir.<p></p><p> 1-2 kaşıktan ne olacak dediğinizi duyar gibiyim. Bebek için mucizevi besin olan anne sütü yağ, protein, karbonhidrat, vitamin, mineral ve su ihtiyacını karşılar. Bu sebeple bebeğin ayrıca suya ihtiyacı yoktur. Çok sıcak havalarda anne sütünün su oranı artar. Soğuk havalarda ise su oranı yaza göre daha azdır. Yani bu mükemmel besin içeriğine sabit değildir, sizin ve bebeğin ihtiyacına göre değişebilir. Bu nedenle Çocuk kuruyacak su içinr diyenleri dinlemeyin. Siz gülümseyerek bebeğinizi emzirmeye devam edin gülün geçin..</p><p><b>İçindekiler:<br /></b><a href="http://www.cocukvesaglik.com/2023/05/yeni-dogan-bebege-su-verilir-m.html" rel="nofollow">Yeni Doğan bebek su içer mi</a><br /><a href="http://www.cocukvesaglik.com/2023/05/yeni-dogan-bebege-su-verilir-m.html" rel="nofollow">Yeni doğan bebek susuz kalır mı</a><br /><a href="http://www.cocukvesaglik.com/2023/05/yeni-dogan-bebege-su-verilir-m.html" rel="nofollow">Anne sütünde su var mı</a><br /><a href="http://www.cocukvesaglik.com/2023/05/yeni-dogan-bebege-su-verilir-m.html" rel="nofollow">Yeni doğan bebek su içerse ne olur</a><br /><a href="http://www.cocukvesaglik.com/2023/05/yeni-dogan-bebege-su-verilir-m.html" rel="nofollow">Anne sütünde hangi besinler var</a><br /></p>aDminhttp://www.blogger.com/profile/04856037648279061108noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8778821149567341207.post-27531098756173993172023-05-07T00:05:00.009-07:002023-05-07T00:07:41.980-07:00Mide Bulantısına karşı neler yapılabilir ?<p> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjajIje4vpIR9rojoRbt6idP03Kh8PkcykC-sANU85x6Uk5f2TuZU4z22UGR8aZi1GcHtA6omVFd5CPKc_mQSJ2UBfhpl4VTlipQN_zfFW0NBFnklMrogPi-L82MyFA-tXUBBTlQk7ArA8IcFZBct_F-en7tbbxi1vWr6V-Wisp-EA5VNV-Y2S-y0EJLw/s1000/12.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="666" data-original-width="1000" height="213" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjajIje4vpIR9rojoRbt6idP03Kh8PkcykC-sANU85x6Uk5f2TuZU4z22UGR8aZi1GcHtA6omVFd5CPKc_mQSJ2UBfhpl4VTlipQN_zfFW0NBFnklMrogPi-L82MyFA-tXUBBTlQk7ArA8IcFZBct_F-en7tbbxi1vWr6V-Wisp-EA5VNV-Y2S-y0EJLw/s320/12.jpg" width="320" /></a></div>Hatırlatayım, bazı gebeliklerde hiç bulantı olmaz. Mide şikayetleri ille de olacak diye bir kural da yok. Hiçbir sıkıntı yaşamayabilirsiniz. Umarım bu gruba giriyorsunuzdur. Sizi kıskandığımı itiraf etmeliyim.<p></p><p><b> Mide Bulantısı oluyorsa:<br /></b><br />Mümkün olduğu kadar kuru besinler tercih edin. Bu dönem de kuru ekmek, galeta, peksimet, kraker gibi kuru gıdalar mideyi rahatlatabiliyor. Kimileri bu dönemde yağsız patates ve prinç yemeyi denerler. Aslında bu kabızlık şikayetine ve hızlı kilo alımına neden olabilir. Bu sebeple benim söylediklerimi deneyin derim.</p><p><b>Mide Bulantısı şiddetliyse veya geçmiyorsa:<br /></b><br /> Aynı yollardan geçmiş, bu kısmın kitaplarda yazmadığını fark ederek yazmaya karar vermiş bir diyetisyen ve anne olarak size şunu söylemeliyim: Durum fenaysa içimizden geleni yaptın. Artık kuru ekmek ve çubuk kraker bile yiyemez hale gelince insan kendini çaresiz hissediyor. Umutsuzluğa kapılmayın. Canınız ne istiyorsa ne çekiyorsa yemeye çalışın. Bedeninizi dinlerseniz size ne istediğini söyleyecek. Bir gün uyandığımda canım sadece ve sadece kakaolu bisküvi istemişti. Başka hiçbir şey yiyemedim! Sağlıklı mı ? Hayır! ama enerjiye ihtiyacım var..<br /><br /><b>Bulantılara karşı ne yapabilirim ?<br /></b><br /></p><ul style="text-align: left;"><li> Fazla baharatlı, acı, ekşi, kokusu yoğun olan karışık yemeklere bir süre ara verebilirsiniz. Görüntüsü ve tadıyla sizi rahatsız eden yemekleri yemeseniz de olur. Onun yerine kendinize en uygun olanı seçebilirsiniz.</li><li> Yatağınızın yanında başucunuzda kraker, grissini gibi minik ve kuru atıştırmalıklar olsun. Uyandığınızda biraz atıştırın. Ama dikkat! Yedikten sonra uyumamaya çalışın. En sık yapılan hatalardan biri de yiyip yiyip uykuya dalmak. İstemeden de olsa bu mide, şikayetlerini arttırıyor. Mümkün olduğunca bir şeyler yedikten sonra uyumamaya çalışın.</li><li> İdeal olan yumurtalı, zeytinli, domatesli, biberli mükellef bir kahvaltı olsa da canınız bazen sadece yulaf ve süt isteyebilir. Sade ve basit bir kahvaltı midenizi rahatlatabilir. Sadece meyve ya da yoğurt bile deneyebileceğiniz bir alternatif. Bunları yaparken acaba eksik mi kalıyor diye vicdan azabı çekmeyin</li><li>Çok hızlı hareket etmeyin. Uyanınca yataktan yavaşça kalkın. Başınızı döndüren şeyler midenizi de bulandırabilir.</li><li>Aç kalmayın. Açken bulantı artar ve yemek yemek daha da zorlaşabilir. Minik minik ara öğünler yapın.</li><li>Faydalı olsa da bulantıyı artıran besinler yemeye ara verin.</li><li>Ama arada bir kendinizi yoklayın, çünkü 2 gün sonra aynı besini çok rahat yiyebilirsiniz.</li></ul><div><b>İçindekiler<br /><a href="http://www.cocukvesaglik.com/2023/05/mide-bulantsna-kars-neler-yaplabilir.html" rel="nofollow" target="_blank">Mide bulantısına ne iyi gelir</a><br /><a href="http://www.cocukvesaglik.com/2023/05/mide-bulantsna-kars-neler-yaplabilir.html" rel="nofollow">Mide bulantısı nedenleri</a><br /><a href="http://www.cocukvesaglik.com/2023/05/mide-bulantsna-kars-neler-yaplabilir.html" rel="nofollow">Mide bulantısı ilacı</a><br /><a href="http://www.cocukvesaglik.com/2023/05/mide-bulantsna-kars-neler-yaplabilir.html" rel="nofollow">Mide bulantısında yapılacaklar</a><br /><a href="http://www.cocukvesaglik.com/2023/05/mide-bulantsna-kars-neler-yaplabilir.html" rel="nofollow">Bulantım var ne yapmalıyım</a><br /></b></div><p></p>aDminhttp://www.blogger.com/profile/04856037648279061108noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8778821149567341207.post-92046316825038563972023-05-01T00:38:00.002-07:002023-05-01T00:39:37.212-07:00Cocuklarda Ekran Süresini Kısaltma Önerileri<p> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi6mjkbDJOqPtmtro0jg1MKndrhNeihylJAnIdLTNrEIb4XV5LeLP4F7cfuLHkiGBHQTNWFfr1X-C5XmruS21JXUpt-LjE47b-uNllliod3AhRgZ3vpZgnEWBVV3nBzKDYnLtzFKsuqjeXOygKRd13m3ffNTGNqNU4WxWY2yMPd6iNKnHZTqMAeHHZIYw/s800/2.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="420" data-original-width="800" height="168" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi6mjkbDJOqPtmtro0jg1MKndrhNeihylJAnIdLTNrEIb4XV5LeLP4F7cfuLHkiGBHQTNWFfr1X-C5XmruS21JXUpt-LjE47b-uNllliod3AhRgZ3vpZgnEWBVV3nBzKDYnLtzFKsuqjeXOygKRd13m3ffNTGNqNU4WxWY2yMPd6iNKnHZTqMAeHHZIYw/s320/2.jpg" width="320" /></a></div><br /> 0-2 yaş aralığında erken bebeklik döneminde çocukların dış dünyayı gözlem yaparak ve dokunarak öğrendiklerini, bu dönemde kontrolsüz bir şekilde ekrana maruz kalmanın, bebeğin bilişsel gelişiminde gecikme/ gerilemeye neden olduğunu biliyor muydunuz ?<br /> Yapılan çalışmalar uzun ekran maruziyetinin bilişsel, dil ve sosyal duygusal alanlarda gecikmelere neden olduğunu göstermiştir. Yine literatürde yoğun ekran maruziyetinin otizm ile ilişkili olduğunu gösteren yayınlar bulunmaktadır. Büyük çocuklarda uzun süreli ekran maruziyeti ile fiziksel aktivitenin azalması, sağlıksız ve hazır gıdalara yönelim obeziteye neden olmakta; ekran karşısında uzun süreli oturmak postür bozukluklarına neden olarak omuz,sırt, bel ağrısı gibi kas iskelet sistemi rahatsızlıklarına sebebiyet vermektedir. Ayrıca görme sorunları, baş ağrısı, nöbet geçirme riskinde artış gibi sorunların yanı sıra uyku bozukluğu,dikkat sorunları, saldırgan davranışlar gibi sorunlara da yol açmaktadır.<br /><br /><b>Ergenlikte sosyal fobi nedenleri ?<br /></b> Çocukların ekrana uzun süre marız kalmaya devam etmeleri, özellikle ergenlik döneminde yalnız kalmalarına yol açarak, sosyal fobi, akademik sorunlar, akran zorbalığı ve sanal dünyada zorbalık gibi bir çok olumsuz duruma yol açabiliyor. Özellikle yaz tatilinde çocukların gençlerin herhangi bir spor alışkanlığı edinmediği ya da aktivitelerde yönlendirmemeleri durumunda ekran karşısında uzun süre zaman geçirdiklerini belirtiyor<br /><br /><br /><p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhJVjVXqftEP7FtYRkkj9JxjGRCLZEtksx8G-MEYGEbnQ5WzJGXCqNCcolSCZPOH9tx0S35t8o_LV1e-jxGJEdYsZWdt5_YVFztKjaX-oQ9Htw1-03RgAnYl-6p4UxcCrHh8vefH4C83a7g7RVwi40wKGTtkXhjWrM4DarK6SNcY3ad46VSnEc2GIa4FA/s680/1.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="358" data-original-width="680" height="168" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhJVjVXqftEP7FtYRkkj9JxjGRCLZEtksx8G-MEYGEbnQ5WzJGXCqNCcolSCZPOH9tx0S35t8o_LV1e-jxGJEdYsZWdt5_YVFztKjaX-oQ9Htw1-03RgAnYl-6p4UxcCrHh8vefH4C83a7g7RVwi40wKGTtkXhjWrM4DarK6SNcY3ad46VSnEc2GIa4FA/s320/1.jpg" width="320" /></a></div><br /><b>Ekran süresini kısaltacak öneriler:<br /></b><ol style="text-align: left;"><li> Çocukların ekran kullanım süresi içeriği, zamanı ve yerini kurallara bağlayın.</li><li> İki yaşından küçük çocukları kesinlikle ekrandan uzak tutun. Ellerine kesinlikle cep telefonu, tablet vermeyin</li><li>Yemek sırasında ve uyumadan önceki bir saat ekran kullanımına izin vermeyin</li><li>Çocukla vakit geçirilirken arka planda televizyon çalışmamasına dikkat edin.</li><li>Sağlıklı gelişimi için gerekli olan uyku düzeni ve fiziksel aktivitelere önem verin.</li><li>Tehlikeli ya da uygunsuz içerikli web sitelerine erişimi engellemek için gerekli önlemleri alın.</li><li>Ekran ve internet kullanımı ile ilgili alınacak önlemlerin nedenini çocuğunuza anlatarak çocukla işbirliği yapın.<br /><br />İçindekiler:<br /><a href="http://www.cocukvesaglik.com/2023/05/cocuklarda-ekran-suresini-ksaltma.html" rel="nofollow" target="_blank">Çocuklarda ekran süresi</a><br /><a href="http://www.cocukvesaglik.com/2023/05/cocuklarda-ekran-suresini-ksaltma.html" rel="nofollow" target="_blank">Ekran süresini kısaltma önerileri</a><br /><a href="http://www.cocukvesaglik.com/2023/05/cocuklarda-ekran-suresini-ksaltma.html" rel="nofollow" target="_blank">Çocuğumu telefondan nasıl uzak tutarım</a><br /><a href="http://www.cocukvesaglik.com/2023/05/cocuklarda-ekran-suresini-ksaltma.html" rel="nofollow" target="_blank">Uzun süreli ekran zararları</a><br /><a href="http://www.cocukvesaglik.com/2023/05/cocuklarda-ekran-suresini-ksaltma.html" rel="nofollow" target="_blank">Sosyal fobi nedir</a><br /></li></ol>aDminhttp://www.blogger.com/profile/04856037648279061108noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8778821149567341207.post-57193469419910889682023-04-29T21:45:00.009-07:002023-04-29T21:47:40.978-07:00Çocuklarda Göz Sağlığı ve Belirtileri<p> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgdAwn9lBWHqHGcOJS1Vl2vxi5ntWLLLm6xpO5lqYoAvUH3arlWXFIjSh4trApG4Ih2M1Fh3azwNt6C7CsZzYp8nZMjTaojsUqiprdS9Kr0zLoONefJgr-JKAYOchNcBHKg1ferNB1dtyvb0M4Zy_xE3fWcbsFhbYKCv2s2Ram252cnFM3iMIg-nnTAhw/s750/4.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="500" data-original-width="750" height="213" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgdAwn9lBWHqHGcOJS1Vl2vxi5ntWLLLm6xpO5lqYoAvUH3arlWXFIjSh4trApG4Ih2M1Fh3azwNt6C7CsZzYp8nZMjTaojsUqiprdS9Kr0zLoONefJgr-JKAYOchNcBHKg1ferNB1dtyvb0M4Zy_xE3fWcbsFhbYKCv2s2Ram252cnFM3iMIg-nnTAhw/s320/4.jpg" width="320" /></a></div><br /> Çocuklarda sık rastlanan göz sağlığı rahatsızlıklarındaki belirtiler: gözlerde zaman zaman yaşanabilen kayma ve şaşılaşma, gözlerin fazla ovuşturulması ve kırpılması; sık sık yaşanan baş ağrısı ve baş dönmeleri, okurken satır kaybetme, başa dönme, harfleri karıştırma, ders çalışırken uzun süre çaba gösterememe, çabuk dağılan dikkat olarak sıralanabilmektedir. Belirtilerden yalnızca birinin bile varlığı uzman bir hekime görünmek için yeterlidir. Birçok göz hastalığı kalıtımsal olarak çocuklara geçebilmektedir. Bu nedenle erken yaşlardan itibaren rutin göz muayenesi göz hastalıklarının erken tanı ve tedavisinden büyük önem taşır.<br /><br /> Görme Tembelliği Nedir ?<br />Görme tembelliği, her yaşta rastlanabilen bir göz hastalığı olmakla birlikte doğuştan gelen göz problemleri, vaktinde tedavi edilemediğinde ortaya çıkma sıklığı azımsanmayacak düzeylerdedir. Görme tembelliği, iki gözde farklı düzeylerde oluşan görme bozukluğu nedeniyle, beynin iyi gören gözün ilettiği görüntüyü işleme alması ve diğer gözün zamanla tembelleşmesi seyri ile oluşmaktadır. Görme tembelliğinde, bir göz halen netlik işlevini yerine getirdiğinden özellikle çocuk hastalar tarafından durumun fark edilmesi daha zor olabilmektedir. Şaşılık, hamilelik sürecinde göz kaslarının yeterince gelişmemesi, göz boyutundaki doğuştan yapısal problemler, erken doğum kaynaklı gelişim geriliği veya kalıtımsal nedenlerle gelişebildiği gibi, zaman içerisinde diğer göz kusurlarının göze verdiği hasarlar nedeniyle de ortaya çıkabilmektedir. Şaşılığın göz tembelliğine neden olmaması için erken teşhis önem taşımaktadır.<p></p><p><b> Hipermetrop Nedir ?<br /></b>Hipermetrop, ebeveynler tarafından belirtiler takip edildiğinde saptanması mümkün göz hastalıklarından biridir. Hipermetrop hastası çocuklar gözlerini sıkça kırpar, baş ağrısından şikayet edebilir ve cisimler net görebilmek için gözünü yaklaştırma ihtiyacı hisseder.</p><p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiWx0C2nmoy1Tax564ocitOVMSQWfGXAkgugLbIqnSdwzCCGd7Aj_0wKDS7r___jqkFrt8-IO6pGtIWxoooHW9nnMaZ93qWz0UvxkeV380EdN6gcCgMcxCdQRKAdqRhGMn2GyAJoAyijmzge0L_JQoIECuY38RegZTt4KPSHup_Qx4Rk3SctVAK7LD0qQ/s800/3.jpg" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="433" data-original-width="800" height="173" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiWx0C2nmoy1Tax564ocitOVMSQWfGXAkgugLbIqnSdwzCCGd7Aj_0wKDS7r___jqkFrt8-IO6pGtIWxoooHW9nnMaZ93qWz0UvxkeV380EdN6gcCgMcxCdQRKAdqRhGMn2GyAJoAyijmzge0L_JQoIECuY38RegZTt4KPSHup_Qx4Rk3SctVAK7LD0qQ/s320/3.jpg" width="320" /></a></div><b> Astigmat Nedir ?<br /></b>Astigmat, bir noktayı net bir halde değil, dağınık görmeye neden olan bir göz sağlığı problemidir. Çocukların ifade etmekte zorlanabileceği göz problemlerinden biri olan astigmatta çocuk gördüğü dağınık görüntüde bir sorun olduğunu anlamaka zorlanabilmekte ve bu nedenle tedavi gecikebilmektedir.<p></p><p><b>Miyop Nedir ?<br /></b>Miyop hastası çocuklar net görememe kaynaklı olarak etrafına karşı ilgisiz olabilmekte, çok yüksek numaralı miyopların farkına varılamadığında çocuğun gelişmesi geri kalabilmektedir. Miyop, rutin göz muayenesi ile kolaylıkla tespit edilebilmekte ve görme kalitesi gözlük yardımıyla arttırabilmektedir. </p><p><b>İçindekiler:<br /></b><a href="http://www.cocukvesaglik.com/2023/04/cocuklarda-goz-saglg-ve-belirtileri.html" rel="nofollow" target="_blank">Çocuklarda Miyop nedir</a><br /><a href="http://www.cocukvesaglik.com/2023/04/cocuklarda-goz-saglg-ve-belirtileri.html" rel="nofollow" target="_blank">Astigmat nedir belirtileri nelerdir</a><br /><a href="http://www.cocukvesaglik.com/2023/04/cocuklarda-goz-saglg-ve-belirtileri.html" rel="nofollow" target="_blank">Hipermetrop nedir belirtileri nelerdir</a><br /><a href="http://www.cocukvesaglik.com/2023/04/cocuklarda-goz-saglg-ve-belirtileri.html" rel="nofollow" target="_blank">Miyop hastalığının belrtileri</a><br /><a href="http://www.cocukvesaglik.com/2023/04/cocuklarda-goz-saglg-ve-belirtileri.html" rel="nofollow" target="_blank">Çocuklarda göz sağlığı tedavisi</a><br /></p>aDminhttp://www.blogger.com/profile/04856037648279061108noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8778821149567341207.post-41043634436578989372023-04-29T06:32:00.005-07:002023-04-29T06:34:38.800-07:00Çocuklara Doğal Afetler Nasıl Anlatılmalı<p> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjO3gtOXM2ywt6R9RmumbdgweH01KgPcqN26j4cbRh803UbCohRtyjhnZ26haXTMfG3abIeNS3eQf5xQwnpm0cHUmsqYejORFfceAC4eMnac1oivs4uXjASaah6jorb2UF0flFtPAYu0kEZYpNUwi_JA3FdiM_6m25vMYni1yUfHlOT6nJiwfJ-yhhdmw/s1000/1.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="667" data-original-width="1000" height="213" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjO3gtOXM2ywt6R9RmumbdgweH01KgPcqN26j4cbRh803UbCohRtyjhnZ26haXTMfG3abIeNS3eQf5xQwnpm0cHUmsqYejORFfceAC4eMnac1oivs4uXjASaah6jorb2UF0flFtPAYu0kEZYpNUwi_JA3FdiM_6m25vMYni1yUfHlOT6nJiwfJ-yhhdmw/s320/1.jpg" width="320" /></a></div><br />Öncelikle çocuğun neye maruz kaldığını, konuyla ilgili ne bildiğini öğrenmeye çalışın. Çocuğa şua anda güvenli bir ortamda olduğunu hissettirin. Mümkün olduğunca yaşına uygun, ancak net ifadeler kullanın. Belirsizlikte bırakmayın ve bilgi eksikliklerini gidermeye çalışın. Bu süreçte yaşadıkları duyguların normal olduğunu söyleyin. Duygularını ifade etmeleri için alan açın. Korku ve kaygı duyuyorsa bunun spesifik olarak ne ile ilgili olduğunu anlamaya çalışın. Örneğin gürültü, tekrarlama ihtimali ebeveynlerini kaybetmek evsiz kalmak, arkadaşlarını bir daha görememek yaygın korkulardır.<p></p><p> Korkusnun içeriğine göre birlikte bir eylem planı hazırlayın. Çocuğun bu plana dahil olması onu kontrol sahibi hissettirecektir. Afete ilişkin görüntülerden, konuşmalardan, sosyal medya içeriklerinden mümkün olduğunca uzak durmasını sağlayın. Eğer istiyorsa afetzedeler için birlikte yardımlar yapın. Kampanyalara katılmak, gönderilen ürünlere destek olmak oradaki çocuklar için geçmiş olsun dilediği bir resim çizmek ve benzeri pek çok yardım yapılabilir.</p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj8sj4RQoYIn4vC1D0JCSCy-kn9ElkDVH-z4rWnbGLBTV77ok-Ekb2rJYnN2EUDgDPiuL9TIAnivZ1Hu_JIxy0j8zGz7pogWU8JU9eLVfGtuFf3bLblGTeJw5PdNc4DgJyIrLDJtbUNwZ1SJPoCq5u0Zk-S5h4XSAG4LuaZQjVPQdUKHkabuNdNP7TODw/s600/2.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="400" data-original-width="600" height="213" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj8sj4RQoYIn4vC1D0JCSCy-kn9ElkDVH-z4rWnbGLBTV77ok-Ekb2rJYnN2EUDgDPiuL9TIAnivZ1Hu_JIxy0j8zGz7pogWU8JU9eLVfGtuFf3bLblGTeJw5PdNc4DgJyIrLDJtbUNwZ1SJPoCq5u0Zk-S5h4XSAG4LuaZQjVPQdUKHkabuNdNP7TODw/s320/2.jpg" width="320" /></a></div><br /><p><b>Onları Nasıl Koruyabiliriz ?<br /></b><br /> Afet sonrası refakatsız çocuklar için çok sıkı önlemler alınmalıdır. Sığınacak kimsenin olmaması çocuklarda ezici bir yalnızlık üretir. Ailesine veya yakınlarına ulaşamayan refakatsiz çocuklar, bakım ve korunmadan yoksun kaldıkları için en korunmasız ve istismara açık grubu oluştururlar. Bu çocuklar adına yapılacak tüm eylemler uluslararası standartlarda belirlenen ilkeler ile uygulanmalıdır. Çocuklar tüm temel ihtiyaçlarının karşılanıp karşılanmadığını ulusal veya yerel refah sistemleri tarafından belirli aralıklarla uzman psikologlar eşliğinde denetlenmelidir. İzlenecek tüm adımlar çocuğun üstün yararı, fiziksel ve ruh sağlığını korumak amaçlı olmalıdır.<br /><br /><b>Doğal Afet ve Sosyal Medya ?<br /></b><br /> Depremin yarattığı hasarın, yaralananların ve hayatını kaybedenlerin görüntülerinin sosyal medyada paylaşılması ve dolaşıma sokulması toplumun psikolojik sağlığını tehdit ediyor. Bu tarz paylaşımlar, özellikle onlara maruz kalan çocukların kaygı ve korkularının artmasına neden oluyor. Toplumsal sağlığın korunabilmesi için, vatandaşların ve basın kuruluşlarının depremden etkilenen insanların veya yaşanan türü trajedilerin götüntülerini açıkça paylaşmamaya özen göstermesi gerekiyor.</p><p>İçindekiler:<br /><a href="http://www.cocukvesaglik.com/" rel="nofollow" target="_blank">Çocuklar ve Doğal Afet</a><br /><a href="http://www.cocukvesaglik.com/" rel="nofollow" target="_blank">Çocuklara Deprem nasıl anlatılır</a><br /><a href="http://www.cocukvesaglik.com/" rel="nofollow" target="_blank">Çocuk ve Sosyal Medya</a><br /><a href="http://www.cocukvesaglik.com/" rel="nofollow" target="_blank">Bebekler ve Doğal Afetler</a><br /><a href="http://www.cocukvesaglik.com/" rel="nofollow" target="_blank">Çocuklarda Doğal Afet Korkusu</a><br /></p>aDminhttp://www.blogger.com/profile/04856037648279061108noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8778821149567341207.post-68520294982247013552023-04-25T03:24:00.004-07:002023-04-25T03:29:36.341-07:00Çocuklarda idrar yolu Enfeksiyon Nedenleri<p> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgg_JV7TaotA8sCVMANLfxF7Gs0OjJG_yTqWk8UAT6ETWfLkAPcBmkQI0JpeInigvxsw6NwECmKGUQrrb9pk5NqQg3HoFAq-yIeXvjvCCTtZ3PbqkhClhr6xTzkqwU33Kju6lFN6SDZrcL_s7k0AO9uvcnzjXJellNYFY5PMrTZnZBQ56n_4Awu8a6IvQ/s960/1.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="540" data-original-width="960" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgg_JV7TaotA8sCVMANLfxF7Gs0OjJG_yTqWk8UAT6ETWfLkAPcBmkQI0JpeInigvxsw6NwECmKGUQrrb9pk5NqQg3HoFAq-yIeXvjvCCTtZ3PbqkhClhr6xTzkqwU33Kju6lFN6SDZrcL_s7k0AO9uvcnzjXJellNYFY5PMrTZnZBQ56n_4Awu8a6IvQ/s320/1.jpg" width="320" /></a></div><br /> Çocuklarda sık görülen idrar yolu enfeksiyonunun birden çok sebebi olabilir. İdrar yolu enfeksiyonunun özellikle küçük kız çocuklarında daha sık rastlanan bir enfeksiyon türü olduğunu belirten Dr. Fikret İşbilir Çocuklar ishal, bez kullanımı, pişik gibi nedenlerle kolaylıkla bu hastalığa yakalanabilir, kendilerini ifade edemediklerinden hastalık fark edilmezse ve doktora gidilmezse ilerleyerek böbreklere zarar verebilir.<p></p><p> Tekrarlayan pişik, enfeksiyonun habercisi olabilir. Normal şartlarda idrarda herhangi bir bakteri, mantar ya da virüs bulunmaz, Ancak idrar yoluna herhangi bir nedenle miktop girişi olduğunda idrar yolu enfeksiyonu oluşur. İdrar yolu enfeksiyonlarının büyük bir bölümü sindirim sisteminde bulunan <b>Eschericha coli</b> bakterisinden kaynaklanmaktadır.<br /><br /> İdrar yolu enfeksiyonu, idrar yollarını etkileyen bakterilerin,neden olduğu bir enfeksiyondur. Bu enfeksiyon türü, özellikle küçük kız çocuklarında daha yaygın görülmektedir. İdrar yolu enfeksiyonları etkilediği bölgeye göre üç farklı ana başlıkta incelenmektedir.<br /> Üretrit, idrarın mesaneden vücuda taşınmasını sağlayan tüpün enfeksiyonudur.<br /> Sistit, mesaneden enfeksiyon oluşması ile ortaya çıkar.<br /> Piyelenofrit ise genellikle ileri aşamalarda ortaya çıkan bir tablodur ve böbrek enfeksiyonunu ifade eder.<br /><br /><br /></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjT6RuDfCoX4AshVw8LVCH4dHfH8uz-t9hfxYdDOMeoiWi86UK558bGmxRIH9QMGoEN_JWm7fBjyEuCY8zdv44dNKIwV5cp9D3wMdB-pZbgH2fJsRSjWPshF8N4YkZzDFFxUREIIPv_23C7_-quAq-AAX0lWbVwKFsdiDMXcBz0I3-dn5FRMhZMycwlXg/s1900/2.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1300" data-original-width="1900" height="219" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjT6RuDfCoX4AshVw8LVCH4dHfH8uz-t9hfxYdDOMeoiWi86UK558bGmxRIH9QMGoEN_JWm7fBjyEuCY8zdv44dNKIwV5cp9D3wMdB-pZbgH2fJsRSjWPshF8N4YkZzDFFxUREIIPv_23C7_-quAq-AAX0lWbVwKFsdiDMXcBz0I3-dn5FRMhZMycwlXg/s320/2.jpg" width="320" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">Hijyen önemleri çocuklara öğretilmeli çocukları idrar yolu enfeksiyonlarından korumak adına alabileceğiniz önlemler nedir ?<br /><br />Çocukların sık sık tuvalete gitmesi teşvik edilmeli,<br />Çocukların hijyenik bir ortamda kalması sağlanmalı,<br />Çocuklara bol su içirilmeli,<br />Çocukların genital bölge hijyenine dikkat edilmeli ve çocuklara hijyen önlemleri öğretilmeli<br />Çocuklar tuvaletini yaptıktan sonra altları önden arkaya doğru silinmeli,<br />Çocuk iç giyiminde pamuklu ürünler tercih edilmelidir.<br /><br /><b><i>Tekrarlayan pişik, idrar yolu enfeksiyonlarının göstergesi olabilir.</i></b></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><b><i><br /></i></b></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><b><i>İçerikler:<br /><a href="http://www.cocukvesaglik.com/" rel="nofollow" target="_blank">Çocuklarda idrar enfeksiyonu</a><br /><a href="http://www.cocukvesaglik.com/" rel="nofollow" target="_blank">Çocuklarda idrar enfeksiyon belirtileri</a><br /><a href="http://www.cocukvesaglik.com/" rel="nofollow" target="_blank">Çocuklarda idrar enfeksiyonu tedavisi</a><br /><a href="http://www.cocukvesaglik.com/" rel="nofollow" target="_blank">Çocuğum idrar enfeksiyonu oldu ne yapmalıyım</a><br /></i></b></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><b><a href="http://www.cocukvesaglik.com/" rel="nofollow" target="_blank">İdrar enfeksiyon tedavi yöntemleri</a><br /></b></div><br />aDminhttp://www.blogger.com/profile/04856037648279061108noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8778821149567341207.post-5017806096339710632023-04-18T14:25:00.002-07:002023-04-18T14:27:30.920-07:00Bebeklerde ve Çocuklarda Gündüz Uykusunun Önemi<p> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhnKoY_dVOwrR0JwZbpPS4K8BhNZRw6dlhe7EzyliS_qRm_0dBhqyotK12xJ3uBihibWGsHKJG3fmJ1YEYcHfPc8kCpkAbYstlgEWFYX_B3RgD9fEZoJd2eQ6Gb1JGufvKIViKHeM-ariU1TSetHTJIw6Ej60guPVhzdK3hVCSmNQXV5SWYM-Pop69ktg/s1920/4.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1080" data-original-width="1920" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhnKoY_dVOwrR0JwZbpPS4K8BhNZRw6dlhe7EzyliS_qRm_0dBhqyotK12xJ3uBihibWGsHKJG3fmJ1YEYcHfPc8kCpkAbYstlgEWFYX_B3RgD9fEZoJd2eQ6Gb1JGufvKIViKHeM-ariU1TSetHTJIw6Ej60guPVhzdK3hVCSmNQXV5SWYM-Pop69ktg/s320/4.jpg" width="320" /></a></div><br /> Bütün bebeklerin ve çocukların az da olsa gün içinde öğle uykusuna ihtiyacı vardır. Ama ne kadar uyumaları gerektiği yaşlarında ve kişiliklerine göre değişebilir. Sizin için ortalama bebeğinizin gün içinde ne kadar ihtiyacı olduğunu sıraladık.<br /><br /> Bir haftalıkken gündüzlerin ortalama 8 saat uykuya ihtiyacı vardır. Geceleri de bu rakam aynıdır 8 saat uyuması bebeğinizin için gelişimine yardımcı olacaktır.<br /><br /> 3 Aylıkken gündüzleri ortalama 5 saat uykuya ihtiyaç duyarlar, Geceleri ise 10 saatlik uyku bebeğinizin uykusunu almasına yardımcı olacaktır.<br /><br /> 6 Aylıkken ise gündüzleri ortalama 4 saatlik uykuya ihtiyacı var iken geceleri ise 10 saatlik uyku yeterli olacaktır.<br /><br /> 9 Aylıkken ise gündüzleri en az 3 saat uyku uyuması geceleri ise 11 saatlik uykuya ihtiyac duyarlar.<br /><br /><br /><p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjr05qyfrbmzWsWXJL1B_JkABgR95xbBIQGXYaZLWnqbM9dVOw72XsMAah5AWzvy0iMGTCKy6WAPNbb6D18EcQUQTUuTpMMSoAy4MkARCmg2dGQQgtepO69MtHobfCkV80IEdJVNz07rKr3kUY34W8bvxastv8wbfhSjKLAJKc91VIJsA8B89hQW4qZ-g/s600/3.jpg" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="340" data-original-width="600" height="181" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjr05qyfrbmzWsWXJL1B_JkABgR95xbBIQGXYaZLWnqbM9dVOw72XsMAah5AWzvy0iMGTCKy6WAPNbb6D18EcQUQTUuTpMMSoAy4MkARCmg2dGQQgtepO69MtHobfCkV80IEdJVNz07rKr3kUY34W8bvxastv8wbfhSjKLAJKc91VIJsA8B89hQW4qZ-g/s320/3.jpg" width="320" /></a></div> Bebekler ana yemekten önce ve uzun süre oyun oynadıktan sonra gündüz uykularına yattıklarda daha verimli bir şekilde uykularını aldıkları tespit edilmiştir. <b>Mesela 6 aylıktan büyük bebekler için ideal gündüz uykusu Sabah 9.15 ve öğlen 12.00 de ana gündüz uykusu 15.30 da ise kısa bir şekerleme olabilir.</b><br /><br />Ama tabii ki bu rutin, her bebek ve ailesi için uyğun olmayabilir. O yüzden bebeğinize ve kendi ailenize göre bu rutin ayarlayın. Bebeğiniz kendi evinde gündüz uykusuna yattığında kendisine genel uyku rutini oluşturmaya başlar. Bu rutinler örneğin karanlık bir odada bebeğinizle birbirinize sarıldıktan sonra onun altını değiştirebilirsiniz. Ardından hafif bir müzik açıp yatağına yatırabilirsiniz. Bu rutin sırasında alçak sesle konuşabilirsiniz. Bebeğinizin gündüz uykusuna yatarken duyduğu, hissettiği ve gördüğü her şey rahatlatıcı ve sakinleştirici olmalı ki kendisini uykuya rahatça bırakabilisin<br /><br /><b> İçindekiler:<br /></b><a href="http://www.cocukvesaglik.com/2023/04/bebeklerde-ve-cocuklarda-gunduz.html" rel="nofollow" target="_blank">Gündüz uykusunun önemi</a><br /><a href="http://www.cocukvesaglik.com/2023/04/bebeklerde-ve-cocuklarda-gunduz.html" rel="nofollow" target="_blank">3 Aylık çocuklarda gündüz uykusu</a><br /><a href="http://www.cocukvesaglik.com/2023/04/bebeklerde-ve-cocuklarda-gunduz.html" rel="nofollow" target="_blank">6 aylık çocuklarda gündüz uykusu</a><br /><a href="http://www.cocukvesaglik.com/2023/04/bebeklerde-ve-cocuklarda-gunduz.html" rel="nofollow" target="_blank">9 aylık çocuklarda gündüz uykusu</a><br /><a href="http://www.cocukvesaglik.com/2023/04/bebeklerde-ve-cocuklarda-gunduz.html" rel="nofollow" target="_blank">Gündüz uykusu saatleri</a><br /><a href="http://www.cocukvesaglik.com/2023/04/bebeklerde-ve-cocuklarda-gunduz.html" rel="nofollow" target="_blank">Çocuğum gündüzleri uyumuyor</a><br />Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8778821149567341207.post-60240340645206828902023-04-18T14:10:00.006-07:002023-04-18T14:12:13.189-07:00Çocuklarda Bahar Alerjisi Nedir ?<p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjQ-0Q9qD_sTHrthW_lFooXO2zt-LfkQIUY0gQNogr61HoKipWc3oyHI-g3CfZ40vq_CEv7DcxpuxQKm6yfme2oAq8qfNNqx6n9I-AnTp_ohO9-KY9NAlUhM-6a6QIw8EjfoNNVDIo_RopZcJF5OVbJXNEOwqeZeWlqmw-3s9VFsYrWWI0r6Qa8KKwwag/s880/2.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="420" data-original-width="880" height="194" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjQ-0Q9qD_sTHrthW_lFooXO2zt-LfkQIUY0gQNogr61HoKipWc3oyHI-g3CfZ40vq_CEv7DcxpuxQKm6yfme2oAq8qfNNqx6n9I-AnTp_ohO9-KY9NAlUhM-6a6QIw8EjfoNNVDIo_RopZcJF5OVbJXNEOwqeZeWlqmw-3s9VFsYrWWI0r6Qa8KKwwag/w381-h194/2.jpg" width="381" /></a></div><br /> Covid-19 salgınından sonra hiç bir şey eskisi gibi olmasa da havaların da etkisi ile çocuklar ve bebekler daha kolay hastalık ile burun buruna gelebiliyor. Önümüzde ki günlerde Bahar kendini göstermeye başlasa da Bahar Alerjisi kapıda peki ne yapılmalı ne gibi çareler ve korunma yolları aranmalı ?<br /><br /><b> Bahar Alerjisinin İlk Belirtileri neler ?<br /></b> Tekrarlayan öksürük, nefes darlığı ve hırıltıdan burun akıntısına arka arkaya bir kaç kez hapşırmadan gözlerde kaşıntı, sulanma ve kızarıklığa, gözaltlarında şişlik ve mor halkadan dudak, damak ve boğazdan kaşıntıya. Bu ve buna benzeri sorunların iki haftadan uzun sürmesi çocuklarda ve bebeklerde ki ilk teşhis olarak Bahar alerjisi anlamına gelmektedir. <br /> Bahar alerjisinin belirtileri soğuk algınlığı ve griple de karışabildiği için, ailelerin iki haftadan uzun süren şikayetlerde mutlaka çocuk alerji uzmanına danışmasında fayda var.<br /><br /><p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiX46MvDMyrn-EAsvEn76EUKFUdp2HicbN__SJDPjcOZ1VtnAROVZiVox0xDoP8mQjKnYbJX7qBgXUKTYobScNDdVJWc_beQYj15Ud2dbgUZduK9k6UuSh9Dx4ZDgjeoFdVA3HfkaGOITZAajR4LX4cMS8CDfF8GczCFkpQvXO38sw4QjNPzKvFU8hNGg/s752/1.jpg" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="395" data-original-width="752" height="168" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiX46MvDMyrn-EAsvEn76EUKFUdp2HicbN__SJDPjcOZ1VtnAROVZiVox0xDoP8mQjKnYbJX7qBgXUKTYobScNDdVJWc_beQYj15Ud2dbgUZduK9k6UuSh9Dx4ZDgjeoFdVA3HfkaGOITZAajR4LX4cMS8CDfF8GczCFkpQvXO38sw4QjNPzKvFU8hNGg/s320/1.jpg" width="320" /><br /><br /></a><br /></div><b>Günümüz Teknolojisi ile Basit Testler ile Tanı koymak artık mümkün</b><br /><br /> Deri prick testleri kolay uygulanan ve kısa sürede en doğru sonuçu veren deri üzerine uygulanan testlerdir. Çeşitli ağaç, ot ve yabani ot polenleri içeren hazır ticari solüsyonlar deri üzerine damlatıldıktan sonra sivri uçlu ince plastik çubuklarla deri üzerine çizilerek solüsyonun deri ile teması gerçekleşir ve 15-30 dakika sonra oluşan kızarıklı ve kabarıklı değeri ölçülür. Alerjik olan polen çeşidi böylece kolaylıklı tespit edilebilir.<br /><br /><b> Tedaviyi Geciktirmek ya da Yarıda Bırakmak ?<br /></b> Tedavinin geciktirilmesi ve ya hastalığın ortadan kalktığı düşüncesi ile yarıda bırakılması ciddi sonuçlara yol açabilir. Polen alerjisi tedavisinde ilk aşama korunma Tedavide alerjik nezle varlığında antihistaminik şuruplar ve burun spreyleri kullanılır.<br /><br /> İlaç tedavisinin yetersiz kaldığı durumlarda immünoterapi yani polene karşı aşı tedavisi mümkündür. Aşıların iğne ve damla formlarına yeni olarak polen aşı tabletleri de son yıllarda eklenmiş bulunuyor.<br /><p>İçindekiler:<br /><a href="http://www.cocukvesaglik.com/2023/04/cocuklarda-bahar-alerjisi-nedir.html" rel="nofollow" target="_blank">Çocuk Alerjileri</a><br /><a href="http://www.cocukvesaglik.com/2023/04/cocuklarda-bahar-alerjisi-nedir.html" rel="nofollow" target="_blank">Bahar Alerjisi Nedir</a><br /><a href="http://www.cocukvesaglik.com/2023/04/cocuklarda-bahar-alerjisi-nedir.html" rel="nofollow" target="_blank">Bahar Alerjisi Nasıl anlaşılır</a><br /><a href="http://www.cocukvesaglik.com/2023/04/cocuklarda-bahar-alerjisi-nedir.html" rel="nofollow" target="_blank">Bahar Alerjisi Tedavisi</a><br /><a href="http://www.cocukvesaglik.com/2023/04/cocuklarda-bahar-alerjisi-nedir.html" rel="nofollow" target="_blank">Cocuklarda Alerji Testi</a><br /></p>Unknownnoreply@blogger.com0